![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
MÜLTECİLERİ, SIĞINMACILARI VATANIMDA İSTEMİYORUM...
/**/
Yazar: HAMİT SERBEST | Tarih: 26/06/2022 | Saat: 23:24Aşağıdaki haber başımızdaki derdin büyüklüğünü anlatıyor sanırım. AİHM, Suriyeli mültecinin 'zorla' geri gönderilmesine 'ihlal' dedi: Türkiye 12 bin 250 Euro ödeyecek 2014 yılında ailesiyle birlikte Türkiye’ye gelen Suriyeli Muhammad Fawzi Akkad, 19 Haziran 2018’de Türkiye’den Yunanistan’a girmeye çalışırken Türk Jandarmaları tarafından tutuklandı. Akkad, 21 Haziran 2018’de Türk yetkililer tarafından Suriye’ye geri gönderildi. Akkad’ın başvurusu üzerine AİHM, zorla ülkesine sınır dışı edilmesi sürecinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3. ve 13. maddelerinin ihlal edildiğine karar verdi. AİHM, Türkiye’nin Akkad’a 9 bin 750 euro manevi tazminat ve masraflar için de 2 bin 500 Euro ödemesine hükmetti. Resmi verilere göre Türkiye'de geçici koruma statüsünde 3 milyon 762 bin 686 Suriyeli bulunuyor. İçişleri Bakanlığı'na bağlı Göç İdaresi'nin 28 Nisan 2022 itibarıyla yayımladığı raporda belirtiyor. Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü de sanki bir övünç meselesi imiş gibi, Türkiye’nin dünyada en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke olduğunu belirtiyor. https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-61331950 Deutsche Welle Türkçe’de “Suriyeli sığınmacılar geri gönderilebilir mi?” başlıklı bir makale yayınlanmış. Sonuç ilginç: Uzmanlara göre artık Suriyeliler Türkiye'de kalıcı ve bu gerçeğe göre hareket edip, uyum politikaları geliştirilmeli. https://www.dw.com/tr/ suriyeli-sığınmacılar-türkiyede-artık-kalıcı-geri-göndermek-mümkün-değil/a-61515328 BBC Türkçe'de “Suriyeli sığınmacıları ülkelerine göndermek uluslararası hukuka göre mümkün mü?” başlıklı bir makale yayınlanmış. https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-61331950. Bu biraz daha ılımlı görünse de sonuç aynı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden bir öğretim üyesi ve İstanbul Barosu Mülteci ve Göçmen Hakları Merkezi’nden bir yetkili görüş bildirmişler. Bu sorun çözümsüz değil ama her ne çözüm getirilecekse bunu hukukun çizmesi gerekir deniyor. Gönüllü bir geri dönüşün mümkün olabileceği; ancak 2011 yılından bu yana Türkiye'de yerleşik durumda olan Suriyelilerin kaçının ülkesine geri döneceği konusunda bir sayı öngörmenin zor olduğu söyleniyor. “Türkiye’de Göç ve Mültecilere Müdahale Alanında Belediyelerin Kapasitelerinin Güçlendirilmesi Projesi” adıyla yürütülen bir çalışmaya da İsviçre Federal Dışişleri Bakanlığı finansal destek sağlıyor. Amacı, belediyelerin sığınmacılar için hizmet sağlama kapasitelerinin desteklenmesi ve güçlendirilmesi imiş. Ama sığınmacılara sahip çıkın diyen bu kadar ülke ve yabancı kuruluş varken bizim STK’lar da tabii boş durmuyorlar. Bir örnek vereyim: SGDD-Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (ASAM-Association for Solidarity with Asylum Seekers and Migrants). Tarafsız ve kâr amacı gütmeyen bir dernek olarak, Türkiye’de yaşayan mülteci ve sığınmacılara yardım etmek amacıyla 1995 yılında Ankara’da kurulmuş. SGDD, bugün 47 ilde 83 ofis ve 1700’ü aşkın çalışanı ile (sosyal çalışmacı, koruma sorumlusu, saha çalışanı, sağlık eğitmeni, aile danışmanı, mobil takımlar, psikolog, tercüman, avukat, uyum uzmanı, engelli uzmanı, dil ve beceri eğitmenleri, gönüllüler ve idari kadro) ile sahada psiko-sosyal destek ve sosyal-hukuki danışmanlık veriyor, mültecilere yönelik sosyal uyum ve beceri geliştirici faaliyetler düzenliyor imiş. Sadece bu kadar personeli istihdam etmek bile başlı başına bir iş … http://www.musterekproje.org/siginmaci-ve-gocmenlerle-dayanisma-dernegi/ Diğer ülkeler mülteci kabul etmek konusunda bu kadar isteksiz ve çekimser davranırken biz niye bu insanları ülkemize doldurduk? Bu sorunun cevabı konusunda Emre Kongar’ın, “Sığınmacılar Sorununun Arkasındaki Süreç” başlıklı yazısında var. 20 Mart 2016’da AKP hükümeti ile AB arasında, ‘yeni düzensiz göçmenlerin geri kabulü’ anlaşması imzalandı. Bu imzayla birlikte, Türkiye’den Avrupa’ya çeşitli yollarla geçen sığınmacılar, 4 Nisan’dan itibaren Türkiye’ye gönderilmeye başlandı! Hem Suriye’den Türkiye’ye gelişler devam etti hem de Türkiye’den Avrupa’ya geçenler yeniden Türkiye’ye gönderildi. Böylece, AKP hükümeti Türkiye’yi Avrupa’nın önünde bir ‘tampon ülke’ haline getirdi. AKP iktidarının Batı’ya karşı bir pazarlık aracı edinmek arzusunun yanı sıra, bir türlü boyun eğdiremediği Cumhuriyetçi seküler bir kesime karşı silah olarak kullanılmak amacıyla üretilmiştir. Sonuç olarak, Türkiye’nin demografik yapısını değiştiren ve bu nedenle, toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel istikrarını tehlikeye atan sığınmacı olayı sürecinde beş temel belirleyici görülüyor: 1) ABD’nin, “Radikal İslam”a karşı izlediği yanlış “Ilımlı (Amerikancı) İslam” yaratma politikası bağlamında, Ortadoğu ülkelerinin yönetimlerinin ve sınırlarının değiştirilmesi için sıcak savaşla müdahaleye başlaması. 2) AKP’nin dış politikasını ABD’ye göre uyarlayarak ülkeyi bu savaşa sokması. 3) Emperyalizmin yol açtığı savaşlar sonunda yerlerinden yurtlarından edilen halklara göç adresi olarak Türkiye’nin gösterilmesi. 4) Bunun için AKP iktidarına para ödenmesi ve insan hakları ihlallerine göz yumulması. 5) AKP iktidarının, bu göç dalgasını hem Batı’ya karşı koz olarak kullanması hem de Türkiye’deki rejimi değiştirmek için bir araç olarak görmesi. Https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/emre-kongar/siginmacilar-sorununun-arkasindaki-surec-1934390 Mülteci Kabul etmemek, sığınmacıları istememek kınanacak bir anlayış olarak söyleniyor. Hiç de değil, batılı ülkeler hangi nedenle istemiyorlarsa ben de aynı nedenle istemiyorum. İSTEMİYORUM!.. ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |