![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
GENÇLERE HAKSIZLIK ETMEYELİM…
/**/
Yazar: HAMİT SERBEST | Tarih: 13/04/2010 | Saat: 11:35Yaşı 45 ve üzeri olan kuşak çoğunlukla bugünün gençliğini bencillikle suçluyor. Bunu yaparken dayandıkları nokta gençlerin çok fazla “vatan-millet” kavramlarını konuşmuyor olmaları. Söylediğim kuşağın insanları halk diliyle “vatan-millet-sakarya” edebiyatı ile büyümüştür. Bugün bizi yönetenler de aynı kuşağın bireyleridir. Bizim kuşak için “ben” yoktu, birey yerine toplum ön plandaydı, daha doğrusu öyle gösteriliyordu. Eğitim sistemimiz bu ana eksen üzerine kuruluydu. Cumhuriyetin kuruluşu ve sonrasındaki yıllarda “ümmet”ten “millet”e geçiş sürecinde bu zorunluydu… II. Dünya savaşı bütün dengeleri alt üst etti ve ülkemiz de bundan payını aldı. Dolayısıyla, günümüze baktığımızda eğer eğitim sistemimiz doğru çıktılar üretebilmiş olsaydı bugün toplumda bu kadar sahtekar, üç kağıtçı, yüzsüz dolandırıcı olmazdı. Ama var, demek ki bir şeyler yanlış… Bana göre yanlış olan bencilliğin kötü olduğunu düşünmek. Çünkü kendini düşünmeyen, kendine hayrı dokunmayan bir insanın ne ailesine ne de ülkesine hiçbir hayrı dokunamaz. O nedenle, gençlerimizin bu günkü bencilliğini eleştirmek haksızlıktır. Hele bu gençlerin büyük çoğunluğunun 1980 sonrasının “liberal – çıkarcı” anlayışı ile yetiştiğini düşünecek olursak. Gençlerle konuşabildiğiniz, tartışabildiğiniz takdirde ülke sorunlarına karşı sanıldığı kadar duyarsız olmadıklarını görürsünüz. Genç olmalarına rağmen ülkenin sorunlarının ardında yatan gerçeklerin neler olduğunu, sistemdeki çarpıklığı bildiklerini anlarsınız. Gençler, siyasetin kirli olduğunu, söylenenlerle yapılanların uyumlu olmadığını, yolsuzlukların hesabının sorulmadığını biliyorlar. Üstelik hesap sorulmamasının başlıca nedeninin, insanların sistemin bir parçası olup yaratılan haksız gelirden pay kapabilmek beklentisi olduğunu da görüyorlar. Ancak, bunun ne kendileri için ne de ülkeleri için çözüm olmayacağının farkındalar. Çünkü üniversite diplomasına sahip olsalar bile iş bulabilmek, çalışabilmek için dünyadaki tüm akranları ile yarışmak zorunda olduklarını biliyorlar. O nedenle, kendilerini kollayacak bir “dayı” aramaktansa daha donanımlı hale gelebilmek için çalışıyorlar. Ders saatleri dışında lisan kurslarına, meslekleri ile ilgili sertifika programlarına katılıyorlar veya yarı zamanlı işlerde çalışıyorlar. Kısacası kendilerini hayata hazırlamaya çabalıyorlar, biliyorlar ki üniversite diploması hayat mücadelesinde ilk adımdır… Gençlerin bunları yaparken önce kendilerini düşünmeleri doğaldır. Yani daha çok para kazanabilecekleri işleri tercih edecek ve daha rahat yaşama koşullarını arayacaklar. Bunun adı bencillik ise bence olması gereken de budur. Hiç kimsenin gençleri yaşamları ile ilgili tercihleri konusunda yargılama hakkı yoktur. Peki, bu gençler sadece kendileri için mi yaşayacaklar? Belki, ama sanmıyorum. Bizim kuşak vatan-millet için yaşar görünürken bencilliğin en uç noktalarına kadar gidebildi. Bu günün gençleri de kendileri için yaşar görünürken mutlaka ülkelerini, içinde yetiştikleri toplumu da düşüneceklerdir. İdeal olanı imrendiğimiz batı demokrasilerindeki gibi insanların kişisel çıkarları ile toplumsal çıkarları bağdaştıracak noktaya gelebilmeleri. Batıda insanların bu şekilde davranmaları aslında sahip oldukları sistemin sonucudur, yanlış yapan kişi hesabını vermektedir. Yoksa o ülkelerin insanları bizlere göre daha dürüst, daha iyi insanlar demek değil. Örneğin, ABD’nin eski savunma bakanlığı müsteşarı olan “Irak planlayıcılarından” Wolfowitz, Dünya Bankası Başkanlığı sırasında, banka mensubu sevgilisi Şaha Rıza’ya kural dışı ödeme yaptırmaktan suçlu bulunmuştu. Ve olayın duyulmasından kısa bir süre sonra da Wolfowitz görevinden istifa etti. Biz de böyle bir olay olsa nasıl sonuçlanacağını kestirmek zor olmasa gerek. Sonuç olarak, ben gelecekten ümitliyim ve bu ümidimi korumak istiyorum. Bugünün gençleri yarının büyükleri, sadece kendi geleceklerine değil ülkemizin, toplumumuzun geleceğine de sahip çıkacaklardır. Bugün için aşırı görünen bencillik bir sonraki kuşakta toplumsal çıkarlarla kişisel çıkarların bağdaştırılması noktasına gelecektir. İnanıyorum ki; gençler, kişisel çıkarların toplumsal çıkarların önünde tutulmasına fırsat vermeyecek toplumsal yapıyı ve kültürü de oluşturacaklardır. ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |