![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
GELECEĞE DÖNÜŞ
/**/
Yazar: KORAL ÇEPNİ | Tarih: 20/01/2010 | Saat: 15:42
Kimsenin aklına yanlış bir şey gelmesin: Ne bir bilim kurgu kitabının, ne de bir dizinin methiyesini düzeceğim. Söylemek istediğim tek şey, bir yıllık bir ayrılıktan sonra tekrar Adana Fikir Platformu’nda düzenli olarak yazmaya başlıyor olmanın ve bu tutumu ileriye dönük bir alışkanlık haline getirme amacının paylaşma çabası. Umarım bol bol tenkit ve yorum alırım, kimilerine yanıt da verebilirim ve canlı ama medeni bir tartışma ortamını tekrar yaratabilirim. Amacım eskisi gibi politikaya bulaşmamak ama politika yapmam gerekiyorsa da parti işlerine bulaşmadan fikirlerimi sizlerle paylaşmak, öncelikle Adana’yı gündemde tutmak, zaman zaman ekonomik yorumlar yapmak, bazen spordan bile laf açmak. Son bir yılda nelerin olup bittiğine bir kısaca bakalım: Yerel seçimler oldu, Adana için bu seçimler seçim sonrası dedikoduların dışında pek bir değişiklik getirmedi. Türkiye ve Adana olumsuz etkileri ile 2001 yılı benzeri bir krize düştü ancak sanırım bir yıl önce de iddia ettiğim gibi 2009 yılının son 2-3 ayında tekrar pozitif büyüme sürecine girdi. Ancak bu arada Adana’da son bir yılda sanayi küçülmeye devam etti. Sadece kapanan tekstil firmalarının sayısı artık bir elin parmaklarına sığmıyor. Geçen yıl Adana Güç Birliği Vakfı çatısı altında son aşamaya kadar geldiğimiz ancak benim profesyonel yöneticiliğe dönüş nedeni ile gerçekleştirmeye fırsat bulamadığımız bir “Adana Flash Report” çalışması vardı. Bu çerçevede hissettiğimiz Adana’nın işsizlikte ve ekonomik gelişmelerdeki olumsuz konumu maalesef TUİK’in yayınladığı, Türkiye’de 2008 yılı işsizlik rakamlarında Adana’da işsizliğin Şırnak’tan sonra %20,5 ile en yüksek rakamı yakalaması ile teyit edildi. Bu arada yukarda adı geçen çalışmanın önemli bir bölümünün artık Adana Ticaret Odası tarafından web sitelerinde yayınlanması da sanıyorum benim gibi bu projede çalışmış bir çok arkadaşı çok mutlu etmektedir. Önemli olan bir araştırmanın tetiklenmesi ve birilerinin de bu araştırmayı yapması değil midir? Artan ekonomik sorunlarla birlikte politik kutuplaşmanın da nasıl katlanarak arttığını görmek ayrı bir üzüntü kaynağı oldu. Bu arada Adana “Türkiye’de en yaşanılabilinir şehirler” kategorisinde hala açık ara ilk on dışında ve bu da sanırım birçok Adanalı için ayrı dert kaynağı. Atatürk Bulvarı ile Vali Yolu’nun kesiştiği eski Bossa Apartmanı yerinde açılan otopark her ne akla hizmet ise, maalesef kapatıldı. Bu köşeden biraz daha Vali Yolu’ndan içeri gidildiğinde yeni bir otopark açıldı, ancak çok ufak ve çok pahalı. Dolayısı ile Atatürk Bulvarı üzerindeki park yeri kaosu aynen devam etmektedir. Seyhan nehri kenarındaki, Galleria-Merkez Camii arasındaki yaya yolunun hemen Merkez Camii’nin doğusundaki kısmında yaya yürüyüş yolu elbette ki hala tamamlanmadı, yağmur yağdığı zaman çamur içinde. Ama gene de burada sabah yürüyüşleri yapmak hala çok keyifli, hele güneş doğarken. Kızların ve oğlanların yan yana ve el ele oturmalarına ve fısıldaşmalarına yürürken bir göz atmakta hala mutluluk verici. Kim ne derse desin, bu sene balık avlayanların sayısı da geçmiş yıllara oranla daha fazla, nehirde daha fazla su olduğundan mı, işsizliğin daha yüksek olmasından mıdır bilemem. Adana’nın şehir içi yolları hala bir felaket. Bir tane arabanızda sarsılmadan gidebileceğiniz asfalt yol hala yok. Tabii aynı felaket Adana-Mersin arası için de geçerli. Sabahları saat7-7.30 civarında Atatürk caddesi, Gazi Paşa Bulvarı kaldırımları hala pislik içerisinde. Bakalım burada gelecek seçime kadar bir düzelme olacak mı? Demirspor da Adanaspor da beklentilerden uzakta, vakit geçiriyorlar. Aslında sporda başarı ile ekonomik başarı beraber gitmiyorlar mı? Dolayısı ile biz mi takımlarımızdan şehrimizin bu ekonomik ortamında asla gerçekleşemeyecek mucizeleri boşu boşuna mı bekliyoruz? Daha mı gerçekçi olmamız gerek? Hava alanımız hala bizde kaldı ama siyasiler elimizden almaktan vaz geçmiş değiller. Tetikte kalmak gerek. Büyütmek için, uluslar arası seferlere açmak için ortak gayret gerek. Tabii önemli bir olay da hala şehrimizde Ramazan ayında lokantaların kaldırıma koydukları masalarda iftardan sonra içki içile bilinmesi idi. Dilerim bu karşılıklı tolerans hiçbir zaman kaybolmaz. Vaz geçtim sokakta Ramazan ayında içki içilmesinden, bugün Anadolu’da maalesef Ramazan ayı boyunca kapalı yerlerde bile içki verilmemektedir. Deniz kirliliği sanki 2009 yılında önceki yıllara göre biraz daha fazla idi. Umarım gittikçe artan bir trend izlemez. Yaylaların da yeterli suyu vardı 2009 yılında. 2010 yılı için bugün beklentilerimi yazmayacağım. Adana için ne yalan söyleyim pek ümitli değilim. Ama tek bir dileğim var: şu geçmiş yıllarda adı geçen rafinerinin artık yapımına başlanması. Böyle bir rafinerinin etrafında önümüzdeki yıllarda yeni iş ve ülkeye ekonomik katkı sağlayacak bir dizi yan sanayinin kurulmasını bekliyorum. O zaman belki Adana yeniden petro-kimya sektörü için cazip bir yatırım bölgesi haline gelir ve 1996 yılında Özdemir Sabancı’nın kaybından sonra yeniden bu sektörde bölgemizde bir kümeleşme beklentisi doğar. Yarın nasıl olacak? Eğer daha iyi olması için katkıda bulunmaz isek, oturup nasıl daha dibe gittiğini hep birlikte açık tribünde yağmur altında izleyeceğiz.
20 Ocak 2010 ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |