![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
Bay Ezid
/**/
Yazar: METİN ATAMER | Tarih: 03/01/2010 | Saat: 19:07Asıl adının ne olduğu henüz bilinmesede Bulgar asıllı olan Gülçiçek Hatun, Osmanlı Padişahlarından I Sultan Murat’ın eşi olarak 1389 senesinde dünyaya getirdiği şehzadenin adına, Türkmen adından esinlenerek EBA YEZİD adından gelen BAY’EZİD adını koyar. Çok genç yaşta babasının savaş alanında Milos Obilic tarafından öldürülmesi ile Osmanlı Tahtı kendisine verilir. Osmanlı tarihinde ilk olarak Şehzade Bayezid, tahta çıkışında CÜLÛS bahşişi dağıtarak, boğdurduğu kardeşi Yakub Çelebiden dolayı askerdeki huzursuzluğu durdurmayı başarmıştı. Daha sonraları bu bir gelenek olmuştu. Germiyanoğulları beyi Süleyman Şah’ın kızı Devlet Hatunla 1381 senesinde evlenmesi de siyasi bir senaryonun eseri olduğuna inanmaktayım. Devlet Hatunla evliliğinde nerdeyse bütün Germiyan topraklarını çeyiz olarak alması bir politika sonucudur. 1389 yılından sonra Sultan Bayezid Han hem Anadolu’da nizamı sağlamak için, hem de Rumeli’de otoriteyi tesis etmek için olağanüstü çaba sarf etmesi kendisine Yıldırım lakabını getirdiği söylenir. Sırp Kralı Istvan Lazaroviç’in kız kardeşi Mara Despina ile 1389’da evlenmesi de bir politikanın sonucudur. Hem Anadoludaki beylerle ilişkisi, hem de Balkanlardaki siyasi yaklaşımlar Devleti ayakta tutacak gelir düzeneğine dayanan bir genişleme politikası çok çalışmayı gerektirmekteydi. BayEzid Han bu çabayı gösterirken bir çok beyliklerle ittifak kurmak mecburiyetinde kalmaktaydı. 1394 Yılında Moğol Imparatoru Timur çok büyük bir orduyla Anadolu’ya girmiş Dicle’yi geçmişti. Bu arada BayEzid Han 1396’da çok büyük bir haçlı ordusunu Niğbolu’da bozguna uğratarak bir zafer sağlamış, güç kazanmıştı. BayEzid Hanın bütün düşüncesi Constantinople olarak bilinen Istanbulun ele geçirilmesi idi. Bu şehrin ele geçirilmesinde elde edilecek hazinenin manevi değerinden çok maddi değeri ile ilgilendiğini düşünmekteyim. BayEzid Han Istanbul ile meşgulken 1401 senesinde Timur Han’ın Anadolu’yu kısım kısım almaya devam ettiğini görmekteyiz. 1402 yılında Ankara yakınlarında Çubuk ovasındaki geniş bir alanda Moğol ordusunun dinlenmeye çekildiği, hayvanlarının otladığı ve ordunun dağınık bir düzende bulunduğu bir zamanda BayEzid Han Çubuk ovasına gelir. Bütün Vezirler ve Paşalar BayEzid Han’a hemen saldırıp Moğolların imha edilmesi gerektiği üzerinde israr ederler. Fakat BayEzid Han ‘’Bırakın Tatar Ordusu toparlansın , adet üzre savaşalım’’ diyerek tarihi bir hata yapar. Savaşta Osmanlı Ordusunun yanında olan bazı beyliklerin, savaşın kaybedileceğinin anlaşılmasından sonra Moğolların tarafına geçmesiyle Çubuk savaşında Sultan BayEzid Han esir düşer. Savaş meydanından oğlu Emir Süleyman’ı, Osmanlı Devletinin devamı için kaçırırlar. Bunu gören diğer şehzadeler de savaş meydanını terk ederler. Timur Han’a Esir düştükten sonra 43 yaşında Akşehirde öldüğü söylenen BayEzid Han’ın ölüm nedeni bilinmemektedir. Tamamı politik olan 5 evliliğinden 14 çocuğu olan BayEzid Hanın ölümünden sonra Osmanlı Devleti bir bunalım dönemine girer. Çocukları Isa Çelebi, Süleyman Çelebi, Musa Çelebi, ve Mehmet Çelebi arasında kıyasıya başlayan taht kavgaları, kardeşler arasında düşmanlığı körükler. Bu dönem ‘’FETRET Devri’’ olarak anılır. Yani ‘’Bunalım Dönemi’’, bir başka deyişle ‘’Fasıla-i Saltanat’’ dönemi başlamış olur. Kardeşler birbirine düşman kesilir, kimse kimseye itimat etmez. Anadoluda tesis edilmeye çalışılan birlik yara almış, Osmanlı dışındaki beylikler iki cami arasında bi-namaz kabilinden bir oraya bir buraya sürüklenmişlerdi. İşte bu gün gelmiş olduğumuz yer burası yani tam 600 sene sonra yine aynı noktadayız. ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |