![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
Ekim 29 Geldiğinde
/**/
Yazar: METİN ATAMER | Tarih: 16/10/2009 | Saat: 20:57Bu günlerde Türkiye’nin gündeminde o kadar çok konu gelişmekte ki, birini tam anlarken , bir diğeri sepete düşmekte. Toplum, bir konu üzerinde tam düşünmeye başlarken , bir başka konu ortaya gelmekte, millet şaşırtmakta. Sabah oturmuş çayımı içerken, radyoda işittiğim haberle irkildim. “ Amerika Birleşik Devletleri , PKK terör örgütünün elebaşlarının uyuşturucu ticareti yaptığına hükmedip ilan etmiş ve bu nedenle mal varlıklarını dondurma kararı almış “. Ne olur bu konuyu bir defada yalın olarak düşünün. Dünya ülkeleri arasında en büyük istihbarat teşkilatına sahip bir ülke, PKK terör örgütünün uyuşturucu işinde olduğunu 30 yıl sonra yeni fark etmiş ve elebaşlarının Amerikan Bankalarında bulunan paralarını dondurmuş. Bu davranışlarını duyunca nerdeyse ağlıyacaktım. Ne kadar duygulandım bilemessiniz. Bir başka deyişle bu güne kadar Amerika Birleşik Devletlerini bu uyuşturucu koridorundan neden habersiz bıraktığımıza üzüldüm. Binlerce evladımızı bu yörede şehit verdiğimizden Amerika nın hiç haberi olmamış olduğunu yeni öğrendiğim için çok üzüldüm. Amerka Birleşik Devletleri saf duygularla Türkiye’nin güney doğusunda, Saddam Hüseyin’in ülkesini işgal ederken buralarda konuçlanmayı istemişti. Bu dilekleri red edilince, Türkiye’ye karşı kıyamet koparmışlardı. Şimdi ise Irak’tan çekilmeyi planlarken bu ülke, bizden hangi istekleri olacak diye düşünmekteyim. Geçtiğimiz günlerde Zurich’te Ermenistan ile yapılan iyi niyet sözleşmesi sonrası böyle bir karar alınmasını, ben şüphe ile karşılamaktayım. Yıllardır uyuşturucu tacirlerinin paralarını kendi bankalarında barındıran, hatta bu terör örgütlerine Amerika’dan silah satan bir sistemden, Amerika Birleşik Devletlerinin hiç haberi olmamasını kabul edebilirmisiniz. Bu güzel hikayeye kim inanır diye düşünmekteyim. Bu konunun ülke içinde irdelenmemesini sağlamak için, Türkiye gündemine gönderilen bir başka konu ile bizler meşgul edilmeye çalışılmakta. Senaryonun bir başka açısında, Hükumete yakın bir veya birkaç kişinin pazarladığı Domuz Gribi aşısı, daha yola çıkmadan basın yolu ile ülkede felaket zillerini çalmak, yanlız bu idareye mahsus olmasa gerek. 1980 li senelerde rahmetle andığım sayın Özal’da aynı taktiği uygulardı. Bazı konuları örtbas etmek için bir başka konuyu basına sızdırırdı. Ismail Özdağlar’da bu şekilde harcananlar arasındadır. Şimdi konu olan domuz gribi, çok özel bir okulun sorunu olmasa gerek. Bir kaç sene önce kuş gribi tehlikesi var deyip, bütün ülkedeki kümes havanlarını ortadan kaldırmıştık. Başka ülkelerden aldığımız türlerle ülkemizdeki kümes hayvanlarını yeniledik. Bu katliamdan mutlaka bazılarının sebeplendiğine inanmaktayım. Boşu boşuna kesilen kümes hayvanlarına, o tarihte çok acımıştım. Aslında Istanbulda’ki martılar, karabataklar, Yeni Cami avlusunda bulunan yüzlerce güvercinler ve hatta tek tük görünen Balıkcıl kuşları bu telefattan nasıl kurtulmuşlardı, kendime hep sormuş, fakat cevabını bulamamıştım. Domuz gribi konusuna tam odaklanmışken bir konuyu kaçırdığımızı düşünmekteyim. Bir önemli tarihe yaklaşmaktayız. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında ülkemi idare edenler Atatürk’ün huzuruna çıkıp, Anıt Kabri ziyaretle, şükranlarını ifade etmeleri gerekecek. Bundan evvel uzun zaman evinde hapis cezası çeken ve Cumbaba tarafından kendisi ile birlikte aklanan bir yasaklı, Anıt Kabire Atatürk’ün huzuruna gitmemek için türlü mazeretler çıkarırdı. Bakalım bu Cumhuriyet Bayramı bizlere neler gösterecek... ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |