![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİNDE (ÜSİ) ARAYÜZLERİN ROLÜ
/**/
Yazar: HAMİT SERBEST | Tarih: 30/10/2017 | Saat: 22:41Üniversite-Sanayi İşbirliğinde (ÜSİ) arayüzlerin/araçların biçim ve niteliğini belirleyecek olan unsurların; sanayi/iş dünyasının gelişmişlik düzeyi, gereksinimleri, onları üniversiteye yönlendirici/özendirici araçların varlığı, taleplerini örgütleyebilme ve ifade edebilme becerileri olarak özetlenebilir. Üniversite açısından ise ilgi ve sorumluluk alanlarına sanayiyi alma niyet ve isteği, ürün ve kapasitelerini iş dünyasının kullanabileceği biçimlere çevirebilme becerilerinden ya da üniversitenin “kendi toprağını hazırlama” istek ve becerisine sahip olup olmamasından söz edilebilir. Bu tanımlama içinde arayüzlere bakıldığında genel bir kavram olan “işbirliği”nin her ülkenin (hatta her bölgenin veya sektörün) özgün gereksinimlerine, işbirliği alışkanlıklarına, kültürüne göre biçimlenebileceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Doğaldır ki, diğer ülkelerin ve ülkemizin başarılı örneklerine bakılması, izlenmesi yeni oluşumlar için yol gösterici olabilir. Ancak yukarıda değinilen özgünlükler nedeniyle bu konuda bir “en iyi uygulamadan (best practice)” söz etmek ise güçtür. Yenilikçi fikirlerin bir değer zinciri sürecini izleyerek pazara ürün olarak çıkmasını “yönetebilmek” firmaların sahip olmaları gereken temel yetkinlik olarak öne çıkmaktadır. Günümüzde, söz konusu süreci firmaların tek başlarına geçmesi ve başarılı olmaları giderek güçleşmektedir. Bu nedenle firmalar bu süreci dışa açılarak kısaltmaya ve başarıyla geçmeye yönelmektedirler. Firmaların dışa açılmalarını gerektiren önemli iki neden (i) Ürün niteliklerinin değişmesi (hemen her teknoloji düzeyindeki ürünün karmaşıklık düzeyi, tasarımı ve üretilmesi için gereken bilgi girdisi ve çeşitliliğinin artması), (ii) Artan rekabet (küresel boyutta artan rekabet nedeniyle firmaların asli yetkinliklerine odaklanıp diğer faaliyetlerini firma dışına taşımaları). Dışa açılmanın yeni biçimlerini oluşturan firmaların işbirliklerinde; “en son bilgiye” ve geniş bir “disiplin” alanına erişmelerine olanak vermesi nedeniyle üniversiteler uygun ortaklar olarak öne çıksalar da bu işbirliğinin henüz çok yaygın ve verimli olduğunu söylemek güçtür. Oysa ki firmalar, üniversitelerle işbirliklerinde kamu kaynaklarınca desteklenen araştırmalara daha kolay katılabilecekleri için tek başlarına karşılayamayacakları araştırmalara katılma ve yeni teknolojilerle çalışma risklerini de azaltabileceklerdir. Türkiye’de Arayüz olarak nitelenebilecek mekanizmalar şunlardır: (i) Teknoparklar, (ii) Teknoloji Transfer Ofisleri, (iii) Üniversite-Sanayi İşbirliği Merkezleri, ve (iv) Kuluçkalıklar. İki tarafın (sanayi-üniversite) ‘zamanı’ algılama ve kullanma biçiminden, ürünlerinin ve karşılıklı beklentilerinin farklılığından kaynaklanan farklı iki ‘dil’ kullanıyor olmaları işbirlikleri oluşturmayı daha zorlaştırmaktadır. Olağan bir hizmet vermenin çok ötesinde işbirliklerinin stratejik önemi bu sürecin bir eş-evrim biçiminde oluşmasını gerektirir. Üniversitenin farklı disiplinlerince yapılmış temel bilim ve uygulamalı araştırmalardan işbirliklerine konu olabileceklerin sanayi istemleri ile eşleştirilebilmesi arayüz faaliyetleri arasında sayılmalıdır. Yine bu kapsamda arayüzler, çözüm geliştirmek için birden fazla disipline ilişkin bilginin bir araya getirilmesini gerektiren (çok disiplinli, disiplinler arası, ya da disiplinler ötesi) faaliyetleri de yürütmelidir. İşbirliklerinde arayüz yapı ile üniversite tarafının finansmanı için kaynak araştırması da bu süreçte yer alacak faaliyetlerden sayılmalıdır. Bu ve benzer faaliyetlerin gerçekleştirilebilmesi öncelikle üniversitelerin vizyonunda böyle bir işbirliğine yer vermesine bağlıdır. Böyle bir vizyon, üniversitenin ÜSİ’nin gerekliliğinin farkındalığının en güçlü ifadesi olacaktır. Bundan sonradır ki arayüzler bu vizyonu bütün üniversiteye yaygınlaştırabilecek yapılanmayı ve faaliyetleri gerçekleştirebilecek ve üniversite sistemiyle (akademik performans değerlendirme sistemi, mali sistem, hukuk sistemi vb. gibi) bütünleşik bir biçimde çalışabilecektir. Doğal ortamları üniversite “toprakları” olan arayüzlerin üniversiteye rağmen kurulmaları, kurulsalar bile başarılı olabilmeleri çok güçtür. Arayüzlerin, iş dünyasına dönük yüzlerinde ise başta iş geliştirme (business development) becerisi olmak üzere işbirlikleri oluşturma ve yönetimi, sözleşme yönetimi, sistem mühendisliği, proje yönetimi, teknoloji transferi, teknoloji yönetimi, fikrî mülkiyet hakları yönetimi, teknolojik yetenek değerlendirmesi (technology audit), bilgi yönetimi, teknoloji izleme, danışmanlık yapma, eğitim verme gibi bir dizi beceriye sahip olmalarını gerektirir. Sanayi gerek duyduğu hizmetlerin bir kısmını zaten piyasadan sağlamaktadır (bilgi, mühendislik, tasarım, tedarik, danışmanlık, eğitim vb). Bu durumda Arayüz’lerin verecekleri hizmetlerin sınırı nereden geçmelidir sorusunun cevabı; firmaların “henüz piyasadan sağlayamadıkları bilgi yoğun, tasarım ve Ar-Ge boyutu olan, sanayinin sahip olmadığı teknolojik konularda, üst düzey işbirlikleri gerektiren, risk taşıyan ……” hizmetler olarak verilebilir. Bir başka ifade ile “olağan mühendislik faaliyetleri dışında kalan hizmetler” olarak da tanımlanabilir. Arayüzler, üniversitelerin içinde bulundukları yakın (yerel yönetimler, bölge) ve uzak (havza, ülke) çevre ile ilgili iddialarının (yerel, bölgesel, sektörel kalkınma ve ulusal sorunlar) biçimlendiği ve sunulduğu noktalar olarak da ele alınabilir. Bu noktadan bakıldığında da Arayüzlerin kurumlar arası işbirlikleri, ağyapılar, kümeleşmeler oluşturabilme, önderlik etme, ve yönetebilme becerilerine sahip olmaları beklenir. Arayüzler için olabildiğince geniş çizilmeye çalışılan faaliyet alanları ve beceri kümelerinin sınırlarını belirlenmesinde; (i) Üniversitenin ÜSİ’ye yaklaşımı, (ii) Üniversitenin asli yetkinliklerinin düzeyi ve çeşitliliği, (iii) Sanayinin, iş dünyasının ve içinde bulunulan çevrenin istem ve gelişmişlik düzeyi ve öncelikleri, (iv) Özendirici ve destek araçlarının varlığı, etkin unsurlar olarak sayılabilir. ÜSİ’nin oluşturulması durumunda bunu sağlayan Arayüz yapının kendi kapasite oluşturma (capacity building) becerilerine ve yetkinliğine bağlı olarak bu sınırın firma düzeyinden sektörel ve bölgesel boyuta kadar genişletilmesi mümkündür. Ancak, mevcut arayüz yapıları arasında burada yapılan tanımlara uygun etkinlik gösterebilen örneklerin yok denecek kadar az olduğunu belirtmek zorundayız. Her model kendi yerel koşullarının ve ihtiyaçlarının yönlendirmesi ile yukarıda belirtilen alanlardan bazılarında yetkinlik kazanmıştır. Bölgenin beşeri sermayesinin, kültürel ve çevresel değerlerinin geliştirilmesi amacı ile “Rekabetçi bir ekonomi ve bilgi toplumunun gerektirdiği doğrultuda nitelikli işgücünün yetiştirilmesi”, “ortaklık kültürünün geliştirilmesi” ve “Sosyal bütünleşme ve dayanışmanın artırılması” Arayüzlerin hedef ve öncelikleri arasında olmalıdır. ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |