![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
HABER YAPILMAYAN BİR HABER ÜZERİNE…
/**/
Yazar: HAMİT SERBEST | Tarih: 07/02/2016 | Saat: 20:30Sayın Yılmaz Özdil'in, 5 Şubat 2016 tarihli Sözcü Gazetesindeki köşesinde "HABER YAPILMAYAN BİR HABER…" başlığı ile yayınladığı yazısının düşündürdüklerini paylaşmak istiyorum: http://www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar/yilmaz-ozdil/haber-yapilmayan-bir-haber-1075867/ Sayın Özdil, yazısında önce dört değerli akademisyenin isimlerini sayarak onları kısaca tanıtıyor. Sina Akşin: Tarih profesörüdür. Türkiye İnsan Hakları Kurumu kurucu üyesidir. Öğretim Elemanları Sendikası’nın kurucu genel başkanıdır. Atatürkçü Düşünce Derneği’nde yönetim kurulu üyeliği yaptı. Semih Koray: Matematik profesörüdür. Tübitak Bilim Olimpiyatları’nın fikir babasıdır. Matematik Ulusal Olimpiyat Komitesi’nin başkanlığını yaptı. İktisadi Tasarım Vakfı’nın başkanlığını yaptı. Bilim ve Ütopya Kooperatifi başkanıdır. Özdemir Nutku: Tiyatrobilimci profesördür. Oyuncu, yazar, yönetmendir. Ege Üniversitesi güzel sanatlar fakültesi tiyatro bölümünü kurdu. İzmir şehir tiyatrolarını kurdu. Türkiye’nin ilk gezici çocuk tiyatrosunu kurdu. Devlet tiyatroları edebi kurul başkanlığı yaptı. Shakespeare’in 27 eserini Türkçe’ye çevirdi, 20 bin kelimeden oluşan Shakespeare sözlüğü hazırladı. Seçil Karal Akgün: Tarih profesörüdür. ODTÜ’de tarih bölümü başkanlığı yaptı. Atatürkçü Düşünce Derneği, Anıtkabir Derneği, Türk Felsefe Derneği, Tarih Vakfı üyesidir. Aynı zamanda, Türk Tarih Kurumu’nun efsane başkanı Ordinaryüs Profesör Enver Ziya Karal’ın kızıdır. Ve diyor ki: Ardından ekliyor: Peki, Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi tarafından yayınlanan "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildiride ne vardı? Tam metnine haber sayfalarından erişilebilir ama dedikleri şu idi: "Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız! Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir...." Buna veya diğerine katılmak yurtseverlik ölçüsü olabilir mi? Bir grup insan bir araya gelip görüş beyan etmişler. Buna düşünce ve ifade özgürlüğü olarak bakmak yetmez mi? Mutlaka birini veya diğerini seçmek zorunda mıyım? Barış İçin Akademisyenler Bildirisini imzalayan 1000'den fazla kişi vardı. Aralarında tanıdığım iki kişi vardı ama ilginç olanı bu insanların nasıl bir araya geldikleri idi. Dünyanın dört bir tarafında yaşayan bu insanlar ne zaman bir araya geldiler böyle bir metin üzerinde uzlaştılar ve açıklama noktasına geldiler. Diğer taraftan, Yurtsever Akademisyenler de ne zaman bu bildiriyi kaleme aldılar ve kimin kime verdiği yetkiyle bu açıklamayı yaptılar. Yurtsever olarak kendilerini tanımladıklarına göre bu listede adı olmayanlar yurtsever değil demektir. Önceki liste de barış için yola çıkmıştı, öyleyse o listede adı olmayanlar da barışçı değil savaşçı akademisyenler olmalı demektir. Diyeceksiniz ki; sana ne kardeşim isteyen istediği yere imza atar. Çok doğru buna katılıyorum. Ama bazı insanların kendilerini aşan sıfatları kendilerine vermelerini yanlış ve tehlikeli buluyorum. Zaten memleket bölünmüş bölüneceği kadar bari bir de akademisyen sıfatını taşıyan ve bilimsel sorumluluk sahibi olması gereken insanlar bunu yapmasınlar. Ben de bir akademisyenim ve 41 senedir devlet üniversitelerinde hizmet yapıyorum. Ne bana ne de bildiğim tanıdığım herhangi bir arkadaşıma, meslektaşıma ne barışseverden ne de yurtseverden teklif gelmedi. Vazgeçtim tekliften haber dahi duyurulmadı. Öğretim elemanı örgütleri çok etkin olmalasar da hiç değilse bir duyuru yapabilirlerdi. Şimdi ben ve diğer tüm akademisyenler "barışsever" veya "yurtsever" olma hakkını kaybetmiş bulunuyoruz... Öyle mi??? ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |