![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
FELAKET TOPTAN GELİRSE...
/**/
Yazar: HAMİT SERBEST | Tarih: 27/05/2015 | Saat: 00:07İş dünyası felaketlere gebedir hep, krizler
hiç bitmez. Hele bizimki gibi bir ülkede...
Bu nedenle, sanayicilerimiz de alışıktır krizlere, felaketlere. Gerçi kimi yaşadığı felaketler kendi kusurundan da kaynaklanabilir. Ama her ne olursa olsun, gece yatarken dünyanın öbür ucunda yaşanacakların hayatını alt üst edebileceğini bilerek uyur. Belki de heyecanı seven, adrenalin tutkunu kişiler iş insanı olabilmektedir. Bu kişiler kendilerine yönelen tehditleri daha kolay savuşturabilmekte ve hatadan kısa zamanda dönebilme çevikliğini gösterebilmektedir. Ama bu ancak bireysel hatalar veya sorunlar söz konusu ise mümkündür. Ya toplumun bütününün hatası veya sorunu var ise çözüm nasıl olacaktır? Tıpkı bizim Temel’in yaşantısındaki gibi... Temel yaya giderken bir gün, trafik ışıklarında karşıdan karşıya geçecek. Caddeye tam ayağını atıyor bakıyor ki yayaya kırmızı yanıyor ve üstüne doğru arabalar kopmuş geliyor. Tam o anda yanı başında birisi bitiyor ve ben Azrail’im canını almaya geldim diyor. Temel’in o gün çocuğu olmuş, diyor ki yeni baba oldum evladım öksüz kalmasın. Azrail acıyor ve canını bağışladım demesiyle trafik ışığı araçlara kırmızıya dönüyor. Arabaların lastiklerinden çıkan fren sesleri ortalığı kaplıyor ve güç bela da olsa hepsi de duruyor. Temel yaşadığı şokun etkisiyle yolun başından çakılmış kalmış ama kendini toparlayıp caddenin öbür tarafına canını atıyor. Kurtulmuş olmanın sevinciyle Temel kısa sürede bu olayı unutuyor. Yıllar geçmiş, çocuk büyümüş haftaya düğünü var. Temelin de aklında binlerce düşünce, tabii yine dalgın. Elinde eşinin verdiği takı listesi, arabasıyla kuyumcuya gidiyor. Geline düğün hediyesi olarak takacakları mücevherleri almaya gidiyor, tabii gücü yeterse... Temel dalgınlıkla yol üzerine peş peşe konmuş “köprü yıkıldı, inşaat var”, “yolun sonu”, “uçurum” tabelalarının farkına bile varmıyor. Uçurumu gördüğü anda yanı başında yine Azrail beliriyor. Temel bu sefer de çocuğunun mürüvvetini görmek için Azrail’e yalvarıyor. Azrail’in bağışladım demesiyle beraber arabanın sağ ön tekeri kocaman derin bir çukura saplanıyor. Temel yaşadıklarına inanamıyor ama Azrail’i gördüğü gerçek mi değil mi emin olmasa da ölümden döndüğüm kesin diye düşünüyor. Yine yıllar geçmiş, Temel’in oğlu evlenmiş,
torunlar olmuş ve tabii Temel de artık yaşlanmış. Torunlarını özlemiş Temel, uçak
bileti almış torunlarını görmeye gidecek. Uçağa binmiş havalanmasını beklerken
hayatı bir film şeridi gibi geçmiş gözünün önünden, acısıyla tatlısıyla. Bu
arada uçak havalanmış, hostesler ikram servisine başlamışlar. Temel yakında torunlarını
kucaklayacağı hayaliyle giderken yanı başında yine Azrail belirmiş. Yine aynı
konuşmalar Temel bu sefer de torunlarına sığınmış ama nafile. Azrail bu sefer
kararlı. Temel bu sefer de uçaktaki tüm yolcuları gösterip kendimden vazgeçtim bari
onlara acı demiş. Azrail, öyle bir öfkelenmiş ki; bu kadar insanı aynı uçağa
doldurmak kolay mı oldu zannediyorsun diye kükremiş.
Şimdi düşünün bakalım, eğer felaket toptan geliyorsa ne yapabilirsiniz? Ülke yeni bir seçime gidiyor, karar sizin... ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |