![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
YAZAR NE YAZAR BAKARA MAKARA
/**/
Yazar: ALİ YARÇE | Tarih: 02/04/2014 | Saat: 10:57Tarih tekerrürden yani tekrardan ibarettir derler. Ne kadar doğru bir tespit ! Kutsal kitabımızda da bol bol tarihi ve ibretlik olaylar verilmiştir. Denilmiştir ki ey insanlar bakın bu verdiğimiz örnekler gerçekten olmuş olaylar olup sonuçları şunlardır, benzerleri de her daim tekrar tekrar olacaktır. Sonuçlarına da katlanırsınız bilesiniz ki.
Ziya paşanın lafı ne de güzel ! Söz ile Uslanmayanı Etmeli Tekdir, Tekdir ile Uslanmayanın Hakkı Kötektir.. (tekdir = nasihat)
Son zamanlarda bir söz dillerde dolaşıyor.. Bakara makara diye.. Bakara bildiğimiz gibi Kuranı Kerimin bir süresi. Belki bilmeyenler olabilir, türkçede makara tek başına kullanılmayıp deyim içinde kullanılır. O da makara geçmek deyimi olup anlamı alay etmektir..
Bakara süresini incelerken ilk ayetlerinden birinde alay etme konusunun geçtiğini fark ettim. Demek ki bu Bakara makara terimi boşu boşuna kullanılmamış o anlaşılıyor !?
Bakara süresinin ilk ayetlerini veriyorum. Lütfen koyu kelimelere dikkat edin.
1 - (Elif, Lâm, Mîm.) 2 - İşte o kitap, bunda şüphe yok, müttakiler (kötülükten korunacaklar) için hidayettir. 3 - Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar. 4 - Ve onlar ki hem sana indirilene iman ederler, hem senden önce indirilene. Ahirete de bunlar kesinlikle iman ederler. 5 - Bunlar, işte Rabblerinden bir hidayet üzerindedirler ve bunlar işte felaha erenlerdir. 6 - Şu muhakkak ki inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir. Onlar inanmazlar. 7 - Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde bir de perde vardır. Ve büyük azab onlaradır. 8 - İnsanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları halde, "Allah'a ve ahiret gününe inandık." derler. 9 - Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar. 10 - Kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azab vardır. 11 - Hem onlara: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın." denildiğinde: "Biz ancak ıslah edicileriz." derler. 12 - İyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat anlamazlar. 13 - Onlara: "İnsanların (müslümanların) inandığı gibi inanın." denilince, "Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?" derler. İyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir fakat bilmezler. 14 - Onlar iman edenlere rastladıkları zaman: "İnandık" derler. Fakat şeytanlarıyla yalnız kaldıkları zaman: "Biz, sizinle beraberiz, biz sadece (onlarla) alay ediyoruz." derler. 15 - (Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir. 16 - İşte onlar o kimselerdir ki, hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar da, ticaretleri kâr etmedi, doğru yolu da bulamadılar. 17 - Onların durumu, bir ateş yakanın durumu gibidir. (Ateş) çevresini aydınlatır aydınlatmaz Allah onların (gözlerinin) nurlarını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı, artık görmezler. 18 - (Onlar) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönmezler. 19 - Yahut (onların durumu), gökten boşanan, içinde karanlıklar, gök gürlemesi ve şimşek(ler) bulunan bir yağmur(a tutulmuşun hali) gibidir. Yıldırımlardan ölmek korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Oysa Allah, inkârcıları tamamen kuşatmıştır. 20 - O şimşek nerdeyse gözlerini (n nûrunu) kapıverecek. Önlerini aydınlattı mı ışığında yürürler, karanlık üzerlerine çöktü mü de dikilip kalırlar. Allah dilemiş olsaydı işitmelerini, görmelerini de alıverirdi. Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir. 21 - Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız.
![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |