![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
AK-ŞAKA Sosyal Medya Özgür mü?!.
/**/
Yazar: ERDAL AKALIN | Tarih: 09/12/2013 | Saat: 07:51Sosyal Medya Özgür mü ?!. Kısa bir süre önce, bir dost evinde konuk olarak akşam yemeği için kurulan güzel sofrayı paylaşmıştım. Bu özenle düzenlenmiş masaya kurulunca, ister istemez müskirat türleri devreye girmişti. Bendeniz, eskisi kadar içemiyorsam da bir kadeh rakıyı yuvarlamış ve sohbete kendimi kaptırmıştım. Derken izin isteyerek erken kalkmak gereksinimi duymuş ve bir bardak kadar aldığım alkol nedeni ile trafik ekiplerince yollar da kontrol başlamadan evime dönmek istemiştim. Bu arada da acaba hangi yolu kullanarak arabamı kullanmalıyım sorusunu masa arkadaşlarıma yönelttim ister istemez. Ben, akşamları evimde oturmayı tercih eden birisi olarak, genç arkadaşlar gibi geceye varan saatleri yollar da geçirmeyi unuttuğumdan bilgi yardımına ihtiyaç duymuştum. Genç dostum hemen benim cep telefonu olarak bildiğim küçük bilgisayarına davrandı ve beni bilgilendirmeye başladı; falan bulvar şu an polis kontrolünde ve şu caddede de trafik ekipleri alkol kontrolü yapıyorlarmış, bu nedenle sen de filan bulvarı kullanmalısın! Merak ederek sordum; bu twitleri sana gönderenler arkadaşların mı diyerek. Hayır dedi genç dostum, artık birileri diğer insanları bilgilendirmek için aletlerinden bu tür bilgileri yayınlıyor ve birbirlerini haberdar ediyorlarmış. İşte adına sosyal medya denen iletişim ağı budur! İlk kez Arap Baharı diye bilinen ve önce Tunus sonra da Mısır da etkinliği saptanan yeni iletişim yöntemidir bu. İletişim teknolojilerinin günlük nimetleri olan bilgisayarlar ve cep telefonları ise bu iletişim ağının sıradan donanımlarıdır artık. Bu iletişim yöntemini kısa süre önce Gezi Parkı Direnişi sırasında hepimiz yaşadık. Bu teknolojiyi en iyi kullanan genç insanlar, aralarında akıl almaz bir koordinasyon sağlayarak sosyal medyanın nelere kadir olabileceğini bizlere gösterdiler. Sayın Başbakan, kendisini bilgilendiren danışmanları aracılığı ile bu yöntemden haberdar oldu ki; “en büyük baş belaları” demekle sosyal iletişim ağlarına gönderme yapmıştı. Ve belli ki, sosyal medyanın özel yöntemlerle baskı ve kontrol altına alınacağını kendisine ilettiklerinden olsa gerek; “sosyal ağlar da güzel şeyler de olacağını” bizlere duyurmuş ve sistemi kendi yönettiği iletişimci kadrolarla baskı altına almak adımlarını atmıştı. Evet yanlış duymadınız; AKP, maaşlarını ödediği ve sayılarının altı bin olduğunu duyduğumuz iletişim uzmanları ile artık sosyal ağları denetlemekte ve sosyal medyanın kitlelere yönelik ulaşılabilirliğini filtre edebilmektedir. 11 Kasım tarihli Resmi Gazete yayını ile de; emniyet güçleri arasında ‘Siber Olaylara Müdahale Ekipleri’ kurulduğunu da bu nedenle öğrenmiş olduk. Anlayacağınız üzere, artık sosyal medya özgür değildir, hükümet tarafından maniple edilmektedir! Şahsen bir şeyler olabileceğini tahmin etmekte idim. Örneğin; sadece benim değil, medya çalışanı birçok arkadaşımın bilgisayarları sıklıkla havlu atar hale gelmiştir. Benim kullandığım bilgisayar ise günde birkaç kez kendi kendine kesilmekte ve bana uyarı yollamaktadır; “Beklenmeyen bir saldırıdan sisteminizi kurtardık!”. Otokratik yönetimlerin sosyal ağlara komuta edebileceğini bir kitapla gösteren Evgeny Morozov, ‘The Net Delusion (Ağ Aldatmacası)’ ile bizleri haberdar etmiştir, üstelik 2011 yılında (Bu bilgi için Prof. Dr. Osman Çoşkunoğlu’nun Cumhuriyet Gazetesi içeriğindeki yazısına teşekkür etmeliyiz). Kendisini demokrat gösteren otoriter yöneticiler, sosyal medyayı özgürlük alanı olmaktan çıkararak, kendi elemanları aracılığı ile sınırlamak ve engellemek yöntemini artık başarı ile uygulayabilmektedirler. Örneğin; başbakanlığa bağlı iletişim başkanlığı bu işlemin odak noktasıdır ve daha önce de yasal şikâyetlere karşın denetlenmesi yapılamamıştır. Bellidir ki artık bu kurum ile yetinilmemekte ve emniyet içerisinde de özel bir birim kurulmuş olmaktadır. Buna ek olarak AKP teşkilatının altı bin iletişimci istihdam ettiği de doğru ise, artık kimse sosyal ağların özgür olduğunu iddia edemez kanımca! Eee, AKP Hükümeti bunu da yaptı mı diyorsanız, şimdi de merhum Cemal Süreya’nın şu dizelerine bir göz atın derim. Üstat, ‘Hükümet’ adlı kısa şiirini bu günler için yazmış; “Bu hükümet / Pir Sultan’a pasaport vermiyor / Onu anladık. Yunus Emre’ye de / Basın kartı vermiyor / Onu da anladık. Ama bu hükümet / Ferman çıkarmış / Karacaoğlan’ı / Otobüse bindirtmiyor!” Erdal Akalın (9.12.2013)
Yazar Notu: Bu yazı başka bir yerde yayınlanmaktadır.(Mersin İmece) ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |