![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
MERAKLISINA - ADANA İÇİN KÜÇÜK, KISA FİKİRLER
/**/
Yazar: MEHMET ALTIOK | Tarih: 12/08/2013 | Saat: 21:02# Dere yatağına yüksek bina dikenler! Bugünlerde Yüreğir’in Seyhan Nehrine yakın mahallelerine yüksek binalar yapılmaya başlandı. Herhalde ilgili resmi merciler farkına varmışlardır ve her şey güzel şehrimizin planlamasına uygundur. Saygıdeğer Adanalılar; Seyhan nehri düzensiz akar ve her 40 – 50 yılda bir önlenemez şekilde taşar. 80’li yıllarda öyle bir taşkın oldu ki, nehir; Girne köprüsü üzerine çıktı. Şimdilerde Seyhan nehir yatağına cami, alt geçit, lüks otel, alışveriş merkezi yapıldıktan sonra bir de dere yatağına çok katlı apartman modası başladı. Memleketimize hayırlı olsun. # AVM modası Adana için elzem midir? Bir arkadaşımla sohbette öğrendiğime göre, şehirlerde her 50 bin nüfusa karşılık bir AVM (Alış Veriş Merkezi) gerekli imiş. Halen dört, beş AVM ile yetinen Adana nüfusuna göre şehrimizin 30 AVM’ye daha ihtiyacı var demektir. Yetkilileri uyarıyorum. Lütfen bu gelişmenin önünde durmasınlar. Adanalının ihtiyacı olan AVM’ler bir an önce yapılmalıdır, ancak; nereye yapılması gerektiği hususunda hemşerilerimizin izninin alınması gerekir. Örneğin 5 Ocak stadyumundan boşalan yere, Atatürk Parkına, İnönü Parkına, Seyhan nehri kenarındaki yeşillendirilmiş alanlara yani Adanalının dinlendiği birkaç ağaç kalmış mekanlara dokunulmamalıdır. Farkındayım bazıları oralara AVM yapmak için zaman kolluyor, fakat elden ne gelir? Oralara kim sahip çıkacak? Acaba diyorum Türk Patent Enstitüsü gibi bir kurum olsa da bu dinlenme ve nefes alma mekanlarını patent, marka tescili, faydalı model gibi bir takım kavramlar uydurarak yasal korumaya mı alsak? Bilemiyorum! # Adana’ya tepeden bakın! Adana’nın merkezinde olduğu Çukurova’ya tepeden bakmanın ayrı bir güzelliği var. Kuzeyi yüksek dağlar, güneyinde Akdeniz (White sea değil) ve iki yüz kilometre boyunca uzayan devasa bir ova. Doğu Akdeniz’in göbeğinde kocaman bir şehir. Ortadoğu’nun tarihi boyunca coğrafi yerleşimi gereği hep bir yerler uygarlıkların merkezi konumda olmuştur: Kudüs, Kahire, Şam, Antakya, Beyrut. Acaba yakın gelecekte Doğu Akdeniz’i çevreleyen yerleşim yerleri içinde Adana ön plana çıkar mı? # Kim daha Adanalıdır? Çok önceleri Çukurova Üniversitesinde rektörlük yapan bir öğretim üyemizin toplantılarda sık tekrarladığı biz söz vardı: “Adana’yı Adanalılardan kurtarmak gerek.” Bir Adanalı olarak bu laftan pek gocunmazdım, lakin; hep düşünürdüm. Hangi Adanalılardan kurtaracağız bu güzel şehri? Öyle ya bu şehir hep bir yerlerden göç almıştır. Kimse Adana’ya kalıcı olarak gelmez. Benim dedelerim 120 yıl önce gelmişler. İyi ya bizden de mi kurtaracak bu değerli eski rektörümüz. Ya da hangi tarihten sonra gelenler daha Adanalıdır? Var mı böyle bir şey? Daha önce gelenler daha mı Adanalıdır? Değerli eski rektörümüz Adana’ya ne zaman gelmiş bilemiyorum. # Adana’da oturanlar neye dikkat etmeli? Adana’da ev sahibi olmayı düşünüyorsanız mutlaka güneye bakan bir ev almanız gerekir. Çünkü eviniz güneye değil de kuzeye bakıyorsa kışın daha soğuk ve yazın daha sıcak olacaktır. Hatta mümkünse evinizin güney batı yönüne bakacak şekilde olmasına dikkat ediniz. Bunu her Adanalı bilir. Şehrimizin en güzel mekanları daima güney batı rüzgarlarını alacak şekilde konumlandırılmış yerlerdir. Havadaki kuşlar, börtü böcekler, karıncalar, evcil hayvanlar ve de nice canlılar Adana’da yaşıyorsa bunu bilir ve buna göre yaşamını düzenler. Günebakan çiçekleri de bunu bilir ve yönünü hep güneye çevirir. Bu kadar mahlukatın bildiğini bizim değerli mimarlarımız, mühendislerimiz ve de inşaat müteahhitlerimiz niye bilmez? Eğer resmi bir bina ise diyecek bir şey yok. Ankara’da çizilmiş mimari projedir, ne yapalım? Pek tabi ki yollarımızın da rüzgardan ve güneşten yararlanmak için bu yönler dikkate alınarak tanzim edilmesi gerekmez miydi? Romalılar bunu becerebilmişken iki bin sene sonra bizler neden yapamıyoruz? Aklımızla yönetilemediğimizden mi? # Adanalı işadamları neler bilmeli? Adana’ya tepeden bakınca nehirler, ovalar ve dağlar görünür ya , tarihsel gelişimine ve ekonomik yapısına bakınca da bir çok sınıfsal katmanı bir arada görürsünüz. Köylerimizde neredeyse taş devrinden kalan ilişkiler, şehirlerimizde ise son model yaşantılar hemen göze çarpar. Böylesine çarpık bir ortamda Adanalı patronlar nasıl iş yapabilirler? Ya da ne iş yapmalıdırlar? Her ne sektörde olursanız olun, iş yapma fikrinde iseniz öncelikle bu karmaşık sınıfsal yapının işleyişini kavramadan ilerlemenin ve kalıcı olmanın bir yolu yoktur. Geniş tarımsal arazilerde hala saltanatını sürdüren feodal yapı ile sırtını dış ekonomik devlere dayamış sermayedar ve bunların arasında gezinip duran küçük burjuva esnaf. Tabi ki bu kadar basit değil, lakin özeti bu. ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |