![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
AK-ŞAKA Açılımla bir Başkan ve bir Mandela Yaratmak
/**/
Yazar: ERDAL AKALIN | Tarih: 24/02/2013 | Saat: 00:14Açılımla Bir Başkan ve Bir Mandela Yaratmak!.. Kaç yıl oldu ünlü açılım adımına nerede ise bunu bile unuttuk! Kanımca Beyaz Saray odalarında planlanan ve adına Yeni Dünya Düzeni denen değişimin belki de en önemli parçası olan BOP adına atıldı açılım adımı. Önce ‘Güzel şeyler olacak çocuklar’ dediler. Bizler de çocuk olduğumuz için inandık olacak güzel şeylere! Yetinmedi bizi yönetenler güzel şeyler olacak demekle, ‘İleri demokrasi gelecek’ dediler üstüne. Sevindik çocuklar gibi! Derken açılımın adını koymak gerekti bizleri havaya sokmak için. Ne isimler geldi geçti zaman tünelinden, çoğunun sırasını unuttuk aslına bakarsanız; Kürt açılımı, Terör açılımı, İleri demokrasi açılımı… Bu açılımların bir bedeli olacaktı tabii. Bizler de kanın durması ve ileri demokrasi kazanımları adına bedel ödemek için zihnen hazırlanmıştık zaten! Bir koro halinde bize yapılan telkinlere katıldık; ‘Analar ağlamasın!’ diyerek! Gerçi ağlayan analar bizden daha sağduyulu çıkmışlardı. Belli ki yüreklerinin yangısından oluşan gözyaşı selleri onları bizlerden daha akıllı ve uyanık, hatta biraz müneccim gibi daha bir ileri görüşlü yapmıştı. Ama onlar da evlatlarının mezar taşlarına sarılırken, gene de bizlerin umutlarının kırılmaması için yüreklerine ve ağızlarına taş basarak sessiz kalarak gelebilecek güzel günler adına heyecanlanan bizlerin moralini kırmaktan kaçındılar! ‘Teröristlerle el sıkışanlar şerefsizdir!’ diyenler çıkınca, üzüldük azıcık. Yoksa açılım rafa mı kaldırılacak diyerek! Tabii bu söylemlerin planın bir parçası olduğunu bilemezdik saf Anadolu İnsanı olarak! Gerçi haklarını yememek gerekir, bu söylemlerin arka planını ve gelecek tehlikeyi görenlerimiz olmadı değil! Projeyi planlayanlar bunu ön görmüşler ve acı reçeteyi yazmışlardı önceden Beyaz Saray’da! Reçeteyi okuyanlar, hemen adım atarak oyunu doğru okuyanları sabahın er saatlerinde evlerinden ve çocuklarının yanağından ayırdılar. Şimdi bazıları Silivri’de ve bir kısmı da Hasdal denen kampların konuğudurlar o oyunun geleceğini sezenler. Açılımdan medet uman ve ileri demokrasi adına heyecanla bekleşen bizleri derin uykumuzdan uyandırmasınlar diye birer birer ayıklandılar aramızdan! Ünlü köşe yazarlarının bir kısmı planın parçası olduklarını kabullenerek alkış tuttular bu haksız eyleme. Bir kısmı ise herhalde bizler gibi uykusunda ileri demokrasi rüyası gördüğünden sessiz kalmayı tercih ettiler. Bu grubun kaleminden kan damlayan aydın köşe yazarları (!), şimdiler de ‘Kaymaklı pilavı seven Abdüllâtif Efendi’nin maceralarını’ yazarak günlük yazılarını tamamlıyorlar köşelerinde. Yazı varsa köşelerinde, eh birkaç kuruş nafaka giriyor ya ceplerine, çok şükür halimize demeleri de bundandır! Ne yalan söyleyelim; ünlü gazete patronları, bir zamanların bayrak olmuş köşe yazıcıları ve hatta omuzlarını süsleyen sarı yıldızlı üniforma sahipleri sessiz kalınca açılım gidişine, bizlere de susmak düştü. Susmak ne kelime, köşemize saklanmak demem daha doğru. Üstelik yeni coplar ve biber gazları tepemizde beklerken, görkemli Adalet Sarayları sakinleri tokmaklarını kürsüye vururken, sanki başka şansımız var mıdır diye düşünmedik değil! Artık açılım perdesinin önündeki sisler dağılmaya başladı. Zamanın beherinde Anayasa Hocası olmuş birisi “Başkanlık iyidir!” deyince azıcık ayıktık galiba. Bir başka yeni göze giren siyasetçimiz eksiği düzeltti; “Türk işi başkanlık bu!” demekle! İşte bu söylemlerle planın önü arkası aydınlanır oldu. Çünkü Kürt sorunu, terör sorunu veya ileri demokrasi tanımlamaları kalkmış, gerçek ortaya çıkmaya başlamıştı; ‘İmralı açılımı!’ Amaç bellidir günümüzde; ‘Seninkiler Türk işi başkanlık sistemine referandum için yeterli desteği versinler, bizimkiler de sana özerklik ve af tanırlar canım!’ Beyaz Saray kökenliler bunu bir formüle de uyarlamışlar; ‘Kazan, kazan! (Win and win)’. Artık görüşmeler devletin üst düzey bürokratlarına gerek kalmadan birebir yapılıyor. Ne de olsa MİT Başkanı gerekli adımı önceden attığı için temel kavramlar ortaya atıldı ve göremediğimiz yerler de belli ki el sıkışıldı. Gerisini ‘Yeni bir Mandela’ öyküsü yazacak kişinin adamları kotarsınlar deniyor belli ki! Ünlü bir Türk Büyüğü ise, grup toplantısında Hazreti Peygamberimizin Veda Hutbesi söylemleri ile yolu iyice açmakla meşgul. Ne demişti Ulu Peygamber; “Kabilecilik, putlara tapınmak, fitnecilik gibi ‘Cahiliye’ adetleri ayaklarımın altındadır!”. O halde bize de söylenen ise ‘Türklük de ayaklarımın altındadır!’ denirken, bu kutsal kavram yok sayılırken, sonuç belli olmuştur kanımca! Açılım denerek bir Türk işi Başkan yaratmak ve bir de yeni Mandela üretmek! Hayırlara vesile olsun!..
Erdal Akalın (23. 02. 2013 / Mersin İmece)
Yazar Notu: Bu yazı başka bir yerde yayınlanmaktadır.(Mersin / İmece) ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |