![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
DUYARLI YURTTAŞ “GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ İSTEMEZ”
/**/
Yazar: MEHMET ALİ SULUTAŞ | Tarih: 15/12/2011 | Saat: 21:53“GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ İSTEMEZ”
Doğan’ın değilse de doğanın kesin kuralıdır: “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar!..” Bu da benim yakıştırmam: Parlamakta olan bir yıldız bir gün gelir, mutlaka ferini yitirir… Bekir Coşkun değinmiş, 13.12.11’de, “Bekir Coşkun : Sonun Başındasın...” ilişiminde, “Herkes senin sürekli kazandığını sandı... Oysa hep inişteydin: …” diye başlayan yazısına… “Görmüş geçirmiş” bir yazar olan Bekir Coşkun, çoğumuzun gör(e)mediği ve aldatıcı olan gerçekleri önümüze getiriveren, “fazla mürekkep yalamış” duyarlı, duyuran bir yurttaştır. “Tereciye tere satan” kimse yerine konmak istemediğimi en baştan belirtmeliyim… Yazımıza başlık olan deyimi bilmeyen yoktur; KÖY, toplum ve ekonomik özellikleriyle nüfus yoğunluğu bakımından kentten ayırt edilebilen, konutları ve öteki yapıları genellikle tarımla geçinen insanların topluluğunu yansıtan en küçük yerleşim birimidir. KILAVUZ da genel olarak, yol gösteren kimse demektir. Doğal olarak, köy görünüyorsa kılavuza gerek yoktur. Ama bazen köy görünse de bir yanılsama yaşanır ya da yaşatılır ve algılama yeteneğimiz çalıştırılmaz olur. Bu durumda, bilge kişiler, tereciye tere satmak konumuna düşse de öne düşer, yol gösterirken dolaylı olarak da konukları uyarır. Bekir Coşkun da bu görevi üstlenmiş, çıplak bir gerçeği apaçık ortaya koymuş: “Herkes senin sürekli kazandığını sandı... Oysa hep inişteydin: 2002: 365 milletvekili; 2007: 341 milletvekili; 2011: 326 milletvekili...” diyerek. Her ne kadar, “Türkiye dünyanın en fazla büyüyen ekonomisidir,” deniyorsa da, bu da bir yanılsamadır. Uzağa gitmeye gerek yok, yazarımız vurgulamış aynı yazısında, “İçeride ekonomi çatırdıyor... 74 milyar dolar cari açık, 300 milyar dolar borç, iki rakamlıya çıkan enflasyon, dolar oturdu 1.8’e... Yani “istikrar” da terk etti seni... Patlıcan bile aldı başını gitti; kilosu 4 lira...” diyerek. Bizim konut topluluğunun kapıcısı Kamil bulmuş çıkar yolu; alt etmeyi “enflasyon canavarı”nı, 2-3 bodur ağaca patlıcan aşılayarak… Duyduk duymadık demeyin!.. Ayak topu oyununda oynanan oyunla ilgili, “ŞİKE YASASI” ayaktan ayağa dolaştırılıyor, “Cumhurbaşkanı yan çiziyor... Yalaka medya dönmekte... Zaman gazetesinin Fethullahçı yazarı, ‘Bir başbakan vardı diye üzüleceğiz’ diye bitiriyor yazısını... Cemaatin türbanlı yazarı, ‘Cemaat ile AKP’nin çatışması şayiadan hakikate dönüştü’ diyor... Kesin talimatına rağmen 74 AKP milletvekili şike yasasına katılmadı, 6’sı ‘ret’ verdi... Takmadılar... Boşuna yazıp demiyorum: “Peşinde barnak (!?) kaldıranlar da yakında kazan kaldıracaklar…” diye. “Niçin?.. Birçok neden olsa bile ben bir tekini bilirim: ‘Alma mazlumun ahını...’” Atalarımız bir güzel söz daha etmişler: “Ah alan onmaz!..” diye… Bunlar hep, yaşamın -inançlı- doğal yasalarıdır… Sade bir yurttaş olarak soruyorum: USTAAA!.. NE DİYORSUN BU HUSUSTAAA?..
Mehmet Ali Sulutaş, yaşama duyarlı bir yurttaş / evrende değil, yeryüzünde bir yerde, 15.12.11 ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |