![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
ULUSAL BİRLİK Yeter Artık! Hayır!
/**/
Yazar: NURİ CELAL TOROĞLU | Tarih: 27/07/2010 | Saat: 18:032002 yılından bu yana yaşadıklarımızı düşündükçe insanın çıldırmaması elde değil! Sanki Atlantik ötesinden Türkiye’ye bir virüs yollandı ve bu virüs neredeyse bizi biz yapan tüm değerlerimizin, birliğimizin, dirliğimizin içine sızdı.
Sırf iktidar olma uğruna sırf “cepleri doldurmak” uğruna “eş başkanlık” yapanların yanına bir kesim “paydaş” liberal maskeli faşistler takıldı ve bu “virüs”le birlikte hareket ederken ne “Kul Hakkı” ne de “Kamu Hakkı”nı gözetti göstere göstere talana ortak oldu.
Şimdi de çıkmışlar sanki kendilerini yaratan 12 Eylül’den intikam alıyormuş gibi “timsah gözyaşları” dökerek referandum da Evet oyu istiyorlar. O zamanlar solcuları kâfir, ülkücüleri de şeytan olarak görenler her nasıl olduysa tek bir çizik almadan o günlerden kurtulmuşlardı. Asılan o gençler bugün hayatta olsalardı nerede ve kimlerle olurlardı acaba? Dün o gençleri asan elin sahibi ile bugün askerimize polisimize silah sıkan elin sahibi aynıdır. Hem nedense 30 yıldır konuşmayanlar, bu konuda tek laf etmeyenler, o ortamdan yararlananlar şimdi çıkmışlar konuşuyorlar, breh breh…
Her gün televizyonlara çıkıp “bağırarak” konuşanlara, onların “paydaşlarına” bizlere demokrasi dersi verenlerin “suratlarına” bir bakın ama iyice bakın. Türk halkının sırtından yediği kirli bıçağı görürsünüz. Sorarım hangisi Allah’ın huzuruna Amerikan vesayeti olmadan tek başına çıkabilir? Bakın yüzlerine orada ne samimiyet ne vatan sevgisi ne vicdan ne hukuk ne merhamet görürsünüz? Konuştuklarında “dokunulmazlıkları kaldıracağız” dediklerinde, “çok güzel şeyler olacak dediklerinde” gözlerinin içlerine bakmıştım ve “güvenmemiştim”. Anayasa değişiklik paketi de gündeme geldiğinde hepsinin gözlerine baktım ve yine “güvenmedim”.
Son Anayasa değişikliğinden amaçlanan ne “kadın hakları” ne “çocukların istismarı” ne “sendikal haklar” ne “engelli hakları” ne de “12 Eylül darbecilerinin” yargılanmasıdır, amaç yargıyı YÖK’leştirmektir, RTÜK’leştirmektir, iktidarın emrine vermektir. Diğer tüm maddeleri kanunlarla düzenlersiniz olur biter. Sorarım anayasa değişikliğinde “engelli” haklarından bahsedenler kamuda boş durumda olan 52,000 engelli kadrosunu niye doldurmadılar son 8 yıldır?
Ama iş Adalete geldi mi, Devletin Temeli olan Adalet’e geldi mi, dayatmaya, yutturmacılığa, gözbağcılığına karşı herkesin dik durması gerekir. Yürütmenin emrine girmiş bir Adalet artık “yandaş ve paydaş” olmuş bir Adalettir. Bugün AKP’nin emrinde olur yargı yarın da CHP’nin veya MHP’nin veya Saadetin veya BDP’nin.
Eğer “siyasetin gölgesinde” adalet olmaz, “hukuk” bir gün bana da lazım olacak o gün kurunun (suçlu) yanında yaş (suçsuz) durumunda olabilirim diyorsak bu sürece Yeter Artık! Hayır! Demeliyiz.
Yazar Notu: Bu yazı başka bir yerde yayınlanmaktadır.(kendi bloglarım; celaltoroglu.com) ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |