![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
AK-ŞAKA NE DERSİNİZ? HELAL Mİ???? !..
/**/
Yazar: ERDAL AKALIN | Tarih: 20/03/2014 | Saat: 21:12Önce Bir Bulmacam Var Okurlar !.. İnternet aracılığı ile bilgisayarıma ulaşan iletiyi, aydın T.C. Vatandaşı Avukat Erdem Akyüz göndermişti. Okuyunca ilgimi çekti ve sizlerle paylaşabilmek için Sayın Akyüz’den izin diledim. Sağ olsun, kendi yazısından alıntı yapmama izin verdi. Sanıyorum; Av. Erdem Akyüz, ‘Mustafa Kemal’in Askeri’ olarak, TİB tarafından da sakıncalı personel listesine eklenmiştir. Aynen AK-ŞAKA gibi! İletinin aslı 17 soru ve yanıt şıklarından oluşmakta idi. Ancak, Mersin İmece ve Atayurt gazetelerinin genel yayın yönetmenlerini kızdırmamak için bazı şıkları ayıklayarak köşemin sınırlarını taşmamaya özen gösterdim. Keşke benim köşemin sınırları da S.S. Yapı Kooperatifi arsaları kadar geniş olabilse idi. Hem metnin tamamını kullanabilir ve hem de ben de bazı maddeler ekleyebilirdim. Neyse, bu kadarı ile idare ederek zihninizi geliştirin! Yazıyı fazla uzatmadan, Sayın Erdem Akyüz’e kulak verelim; ÖDÜLLÜ SORULAR Bu gün sizlere düşündürücü ve eğlendirici bir test sunmak istiyoruz. Sorular ve cevaplar tanıdık. Değerlendirme ve ödülü altta bulacaksınız. 1.- Ülkemizde oluşan yeni suç türü bunlardan hangisidir? a) Yasa dışı elde edilen paraları, kundura kutularında saklamak, b) Para sayma makinelerinde sayarak sıfırlamak, c) “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” demek. 2.- Basın yayın kuruluşları yolsuzluk olayları karşısında ne yapar? a) Karşı çıkar b) Olayı duyurur c) Penguen belgeseli yayınlar 3.- Vatandaş olarak yaşadığımız tutukluluğun süresi ne kadardır? a) Beş yıl, b) On yıl, c) Ömür boyu. 4.- Önce çocuğunu üniversiteye yollamak için ekmeğinden ve boğazından keserek sayısız fedakârlık yapan, sonra üniversite öğrencilerini dövenler kimlerdir? a) Üniversite Dekanı b) Üniversite Rektörü c) Polis 5.- Yolsuzluk yapanın yanına ne kalır?a) Zarar b) Ziyan c) Kar 6.- Seçimlerde hile olur mu?a) Olmaz mı? b) Olmaz olur mu? c) Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz. 7.- Ülkemizde bunlardan hangisi kapatılır? a) Meyhane b) K..hane c) Dershane 8.- Bursaspor kulübü cezalı olduğu için yalnızca kadınların ve çocukların katılabildiği maçta, kadınlar ve çocuklar hangi sloganı atarak kulübün tekrar ceza almasına neden olmuşlardır? a) İ… hakem b) Hakem dışarı c) Hırsız var 9.- Bilinen bir partinin “demokratik özerklik ilanı” açıklaması ne anlama geliyor? a) Birleştirici b) Bölücü c) Suç işlemek 10.- Özel yetkili mahkemeler neden kaldırıldı? a) Demokrasiye aykırı olduğu için b) Özgürlüklere aykırı olduğu için c) İşlevini gördüğü için 11.- Tutukluluk süresi neden beş yıla indirildi? a) Demokratik nedenlerle b) On yıl uzun olduğu için c) Yeni suçlara tehlike arz ettiği için 12.- Halka açıklanan tape ve CD’ler hakkında ne düşünüyorsunuz? a) Yayanlar suçlu b) Okuyanlar suçlu c) Asıl suçu işleyen suçsuz 13.- Türk insanı çok beceriklidir. En olmadık şeylerden neler yapar? a) Patlıcandan reçel b) Kabaktan tatlı c) Hıyardan ne yapar. Eğer soruların cevaplarından “a” şıkkını seçti iseniz, işiniz iş. Suya sabuna karışmadan, Türkiye’de çok rahat yaşabilirsiniz. Eğer çoğunluk olarak “b” şıkkını seçti iseniz işi idare ediyorsunuz demektir. Yok eğer “c” şıklarını seçti iseniz “Mustafa Kemal’in Askerleri”ndensiniz. İşiniz zor ama onurlu.
Doğru yanıtları gönderen okurlarımız arasından kura ile birinci olan zihni açık kişiyi seçerek ödüllendireceğiz. Ödül olarak, ünlü iş adamı (!) Reza Sarraf’ın bizlere yollanması için ricamızı kırmayarak İsviçre’ye ısmarladığı özel bir kol saatini vereceğimizi ilanen arz ederiz. Bu saatin tıpkısının aynısı da, biliyorsunuz eski bir bakanın kolundadır! *** Çanakkale Savaşı’nın yıldönümünü idrak ettiğimiz ve çeşitli törenlerle yurt sevgisi ve vatan toprağı adına destan yazanları andığımız bu günler, bizleri bazı tarihi olgulara da tanık etmeye davet ediyor. İşte bu unutulmaz anılardan bir tanesini kısaca sunmak istiyorum; Savaş iyice kızışmıştır ve her iki taraftan da şehitler akın akın gelmektedir. Yaralıları sağlığına kavuşturmak için, o günün tıbbi koşullarına bağlı olarak sıhhiye grupları da canla başla çabalamaktadırlar. Cepheye yakın alanlar da ve askeri tabiri ile ‘sütre gerisinde’ birçok sağlık çadırı hizmet vermek için koşuşturmaktadır. Bu amaçla da Kocadere köyünde büyük bir “ Sargı Yeri ” kuruluyor. Kimi Urfalı, kimi Bosnalı, kimi Adıyamanlı, kimi Gürünlü, kimi Halepli, herkesin gardaş olduğu günler… Bu çadırlı sıhhiye merkezine de yüzlerce yaralı gelmektedir. Bunlardan biri Çanakkale Lapseki’nin Beybaşı Köyündendir ve yarası oldukça ağırdır. Zor nefes alıp vermektedir. Alçalıp yükselen göğsünü biraz daha tutabilmek için komutanının elbisesine yapışır. Nefes alıp vermesi oldukça zorlaşır ama tane tane kelimeler dökülür dudaklarından: “Ölme ihtimalim çok fazla... Ben bir pusula yazdım... Arkadaşıma ulaştırın..." Tekrar derin nefes alıp, defalarca yutkunur. “Ben... Ben köylüm Lapseki' li İbrahim Onbaşı’dan 1 mecit borç aldıydım... Kendisini göremedim. Belki ölürüm. Ölürsem söyleyin hakkını helal etsin” " Sen merak etme evladım " der Komutanı, kanıyla kırmızıya boyanmış alnını eliyle okşar. Ve az sonra komutanının kollarında şehit olur ve son sözü de “Söyleyin hakkını helal etsin” olur. Aradan fazla zaman geçmez. Oraya sürekli yaralılar getiriliyor. Bunlardan çoğu daha sargı yerine ulaştırılmadan şehit düşüyor. Şehitlerin üzerinden çıkan eşyalar, künyeler komutana ulaştırılıyor. İşte yine bir künye ve yine bir pusula. Komutan gözyaşlarını silmeye daha fırsat bulamamıştır. Pusulayı açar, hıçkırarak okur ve olduğu yere yığılır, kalır. Ellerini yüzüne kapatır, ne titremesine ne de gözyaşlarına engel olamaz. "Ben Beybaşı Köyünden arkadaşım Halil'e 1 mecit borç verdiydim. Kendisi beni göremedi. Biraz sonra taarruza kalkacağız. Belki ben dönemem. Arkadaşıma söyleyin ben hakkımı helal ettim.” *** AK-ŞAKA, bu tarihi ve kanımızca ilahi anıyı okuduktan kısa süre sonra, T.B.M.M. de olağanüstü toplantı başlamıştı. Yazarınız da fırsat bulabilen birçok vatandaş gibi bu toplantıyı izleyebilmek için TV’nin karşısına geçmiş ve gelişmeleri izlemek üzere kendisini hazırlamıştı. Ki, konu belli olmuştu nice günler öncesinden; “Yolsuzlukla suçlanan bakanlar hakkında Meclis’e gönderilen fezlekeler” milletvekillerince görüşülecekti. Oturumu yöneten T.B.M.M. Başkan Yardımcısı Sadık Yakut, henüz toplantı başlarken muştuyu verdi; “Fezlekelerin içeriği yasal gizlilik nedeni ile açıklanmayacaktı!” Beklenen de oldu, muhalefet milletvekilleri ve grup başkan vekilleri itiraz ettiler. AKP grubu başkan vekili ise gizliliğe uyulması çağrısı yaptı. Gizlilik kararı hakkında lehte ve aleyhte konuşmalar yapıldı ve sonunda da AKP Milletvekilleri tarafından genel görüşme yapılması önerisi için ret oyları verilerek, yolsuzlukların parlamentoda konuşulması önlendi. İşin güzel tarafı, ‘yolsuzlukile ilgili fezlekeler’ günlerdir internet üzerinden servis edilmekte ve ilgi duyan vatandaşlarca zaten okunmuş bulunmakta idi! Sonunda bir vatandaş olarak kendimce düşündüm ve kişisel kararımı özgür iradem ile verdim; bir T.C. Vatandaşı olarak, yolsuzluk yaptıklarını belgeleri ile izlediğim ve yolsuzluk yaptıklarına inandığım bu eski bakanlara ve onları koruyarak kollayan AKP Grubuna hakkımı helâl etmemeye karar verdim!.. Kıssadan hisse: “Özgür insan, başka türlü karar imkânı olan insandır!” (Rosa Luxemburg). Yazar Notu: Bu yazı başka bir yerde yayınlanmaktadır.(Mersin İmece) ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |