![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
27 AĞUSTOS 2013 GÜNÜ TÜRKİYE'DE PİYASALAR
/**/
Yazar: KORAL ÇEPNİ | Tarih: 29/08/2013 | Saat: 15:5727 AĞUSTOS 2013 GÜNÜ TÜRKİYE PİYASALARI Koral Çepni 26 Ağustos 2013 akşamı ABD Dış İşleri Bakanı Kerry’nin Suriye ile ilgili sanki bir saldırı habercisi olan konuşması aynı gün Türkiye Dış İşleri Bakanı Davutoğlu’nun da Türkiye’nin bir savaşa girmeye hazır olduğu haberlerinin etkisini daha bir arttırdı. Dolayısı ile 27 Ağustos sabahı bütün küresel piyasalar zaten olumsuz bir hava içindeydi. Ancak TC Merkez Bankası Başkanı’nın sabah 10.30’da yapacağı konuşmanın piyasaları teskin edecek bir şekilde olması beklenirken, konuşmalarının etkisi tam aksi yönde oldu. Sayın Başkan konuşurken TL, USD karşısında değer kaybetti, faiz fırladı ve borsa düşüşe geçti. Piyasalar TC Merkez Bankası Başkanı’nın önlemlerini yeterli bulmadı. Sonuçları herkes gördüğü için burada bir kere daha yazmaya gerek görmüyorum. TC Merkez Bankası Başkanı her şeyden evvel borsa ve tahvil-bono piyasalarındaki ağırlıklarına bakarak yabancıları ikna etmek zorunda idi. TC vatandaşları bir şekilde yönlendire bilinirdi. Yabancıları ikna etmenin yolu faiz artışı iken, bu yola kesinlikle gidilmeyeceği ve faizlerin %6,75-7,75 arasında, enflasyon %6,2’ye inene kadar sabit tutulacağı paylaşıldı. Faiz bir yerde sabitlendi, var olan bant aralığının içinde 2. bir bant aralığı yaratıldı. Kurun artmasına aldırış edilmeyeceği vurgulandı, tekrar düşeceği ifade edildi. Ancak bu arada her zaman özellikle vurgulanan volatiliteyi düşük tutmak arzusu tamamen göz ardı edildi. Kuru kontrol etmek için “yepyeni” enstrümanlar kullanılacağı belirtilerek, önlemler sanki gizemli bir hale sokuldu. Önemli tutarlarda döviz satışı ihtimali gündeme getirildi. Tabii enflasyonun oluşmasında TL’nin değer kaybının yaratacağı ek enflasyon etkisi bu arada tamamen ihmal edildi. TC Merkez Bankası enflasyonu tamamen geri plana atıp, artık büyümeye odaklanmıştır. 2013 yılında 2014 seçimlerini de düşünerek negatif faizlerle %3-4 arası bir GSYIH artışı ne pahasına olur ise olsun hedeflenmektedir. Faizlerin %6,75-7,75 arası sabit tutulacağını söyleyerek TC Merkez Bankası ABD veya Almanya’daki oluşan ve daha da oluşacak olan faiz artışlarını tamamen değerlendirme dışı bırakmıştır. Yurt dışında artacak faizlerin sonucu kaçacak yabancı paranın ne zaman geri geleceği belirsizdir. Böyle bir sıkıntı cari açığın finansmanını zora sokacaktır. TL’nin değer kaybını muhafaza etmek için harcanacak para cari açığı finanse etmek için ihtiyaç duyulacak rezervlerden eksilecektir. TC’nin gerçekleştirmeyi hedeflediği büyük projelere finansman bulmak daha zor olacak, bir ihtimal seçim yılında bütçe açıklarını arttıracaktır. Bu sıkıntılı durumdan kurtulmanın bir yolu 27 Ağustos’ta dile getirilen yaklaşımdan vaz geçmek, bir diğeri ise dış dünyada işlerin önümüzdeki aylarda tekrar yoluna girmesi, gelişmekte olan ülkelere tekrar para akması olabilir. Geçmişte TC Merkez Bankası ilan ettiği politikalardan çark etmiştir. Bu gene gerçekleşebilir. TC Merkez Bankası 2013 yılı USD/TL paritesinin 1,92’nin altında olacağını ve enflasyon %6,2’ye düşene kadar faizleri %6,75-7,75 arasında tutacağını ilan ederek kendini gereksiz yere bağlamıştır. Kredibilitesini gereksiz yere riske atmıştır. Faizleri arttırmama inadı yüzünden bu davranışın doğruluğu tartışmaya açıktır. TC Merkez Başkanı’nın konuşmasının ne ölçüde piyasalara tehdit içerdiği, ne ölçüde bir “özel gösteri” olduğu açıkça tarafımca anlaşılamamıştır. Anlayan var ise, benimle de paylaşır ise sevinirim. 27 Ağustos 2013 ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |