 |
 |
 |
|||
 |
 |
 |
|||
|
|
 |
 |
|||
|
Site İçi Arama  
|
? 30 AĞUSTOSU YENİDEN DÜŞÜNMEK
/**/
Yazar: H. MAHİR FİSUNOĞLU | Tarih: 29/08/2012 | Saat: 17:30
30 Ağustos Zaferini Yeniden Düşünmek Geçen yıl 30 Ağustos ve bu yıl da 19 Mayıs törenleri yapılmadı. Bu yıl 30 Ağustos resepsiyonu Cumhurbaşkanı tarafından verilecekti, sağlık nedeni ile ertelenmesi söz konusu. Ağustos ayının bu günleri, tarihimizde zafer günleri. 26 Ağustos 1071 Malazgirt, 27 Ağustos 1389 Kosova Savaşının yıldönümü. 1915’in Ağustos ayında Çanakkale’de, 30 Ağustos 1922’den bir yıl önce de Sakarya boylarında savaş devam ediyordu. Eğer askeri eğitim almamışsanız ya da özel ilgi alanınız değilse, Kurtuluş Savaşını biraz “kuru” olarak öğreniriz. Evinizde Saatli Maarif Takvimi yoksa, günleri bile unutulabilir. Daha ayrıntı için Nazım Hikmet’in “Kurtuluş Savaşı Destanı” ve Turgut Özakman’ın “Şu Çılgın Türkler” çalışmalarına bakmak lazım. TRT’nin “Kurtuluş” dizisi hepimize o günlerin perde arkasını aktardı, yeniden düşünmemizi sağladı. Ancak, TRT artık bu diziyi yeniden yayınlamıyor. Büyük Taarruz, Osmanlı’dan beri, nerede ise 300 yıldır savunma savaşları yapan Türk Ordusunun ilk taarruz savaşı. 26 Ağustos- 09 Eylül arasında 14 günde, 250 bin kişilik Yunan Ordusunu yenip 400 km. yol kat ederek İzmir’e ulaşmanın öyküsü. 29 Ağustos’ta bir Yunan kurmayı haritalara bakıp şöyle demiş: “Bir vuruşta koca orduyu üçe böldüler”. 6 Eylül’de İstanbul’daki İngiliz Karargahının sorunu başka: “Türkler, böyle giderse, yakında Çanakkale Boğazı önlerinde görünürler”. Ülkenin kıt kaynaklarından toparlanabilen ordunun 26 Ağustos şafağındaki durumunu Nazım Hikmet şöyle tanımlıyor: “98 956 tüfek/ ve şoför Ahmet’in üç numrolu kamyonetinden/yedi buçukluk şnayderlere/ on beşlik obuslere kadar/ bütün imkan ve aletleriyle/ ve vatan/ve hürriyet uğruna ölebilmek kabiliyetleriyle/ birinci ve ikinci ordular/baskına hazırdılar”. Baskın hızlı, kesin, takip acımasız olmalı idi, çünkü bozulan Yunan ordusunun Alaşehir-Salihli hattında yeni bir savunma hattı kurabilmesi durumunda, Ordu’nun bu hatla savaşacak gücü yoktu. Tam “tek atımlık barut” hikayesi. Bu savaşta Süvari Kolordusu’na da değinmeden geçmemek lazım. Düşmanın arka hatlarına sarkarak bütün ikmal yollarını kesmeleri, Sakarya Savaşında ne kadar etkili oldu ise, Büyük Taarruzda da aynı derecede etkili oldu. Nazım Hikmet bunu şöyle anlatıyor: “Beygirler çirkindiler/bakımsızdılar/hasta bir fundalıktan yüksek değillerdi./fakat bozkırda kişneyip köpürmeden/sabırlı ve doludizgin koşmasını biliyorlardı.” Büyük Taarruz’un askeri başarısı ne kadar önemli. Ancak bu topraklar üzerinde hür, bağımsız ve onurlu yurttaşlar olarak yaşayabilmemiz de bu zaferle mümkün oldu. 30 Ağustos, emperyalist devletlerin kışkırttığı işgalcilere karşı, kurtuluş savaşları verilebileceğini göstermesi ile önemli.30 Ağustos özgürlüğün bir bedeli olduğunu göstermesi ile önemli. Özgürlüğün elden gidebileceğini hatırlatması ile önemli. Kurtuluş Savaşı, Anadolu İhtilali’nin dönüm noktası. Bize bu toprakları kazandıran şehit ve gazileri, şükran ve minnetle anmak görevimiz.. 30 Ağustos’ları kutlarken göz önünde bulundurmamız gereken asıl noktalar bunlar olmalı.  Yazdır ] |
|
|||
 |
 |
 |
 |
||
 |
|
|
|
|
|
05/07/2017