![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
DUYARLI YURTTAŞ ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ, BİR KEZ DAHA...
/**/
Yazar: MEHMET ALİ SULUTAŞ | Tarih: 08/02/2012 | Saat: 07:24ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ, BİR KEZ DAHA...
Duyarlı ve tutarlı yurttaşlardan Ömer Özgen paylaşmış “facebook” denilen sanal ortamda. “Biz de soruyoruz!..
Bakan, “Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi ayet mi?” diye sormuş. Ayet mi olmalıydı? Kaldı ki, TDK Sözlük, “ayet, Kuran surelerini oluşturan cümlelerden herbiri” demektedir. Saymadım, ama Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi, 10 cümleden fazladır. Bu durumda, (bakmayan) Sayın Bakan yanlış bir ifade kullanmıştır, geçerliliği olmamalıdır, bilesiniz. Mersin Kültür Müdürü olarak da hizmet vermiş bir başka duyarlı yurttaş Nuray Somer Bozbey paylaşmış aynı ortamda Yılmaz Özdil’in bugün Hürriyet’te, “Gençliğe Hitabe” başlığı altında yayınlanan yazısını. Derken öteki tepki ve yorumlar ulaştı...
Bilim adamlığının yükümlülüğünü iyi bilen ve yerine getiren Prof. Dr. Ayhan Sezer de unutmak üzere olduğumuz, ama unutulmayacak olan İstanbul meddahlarından İsmail Dümbüllü’yü anarak girmiş konuya şu katkıyı yaparak: “Meddah İsmail Dümbüllü'nün filmlerinden bir sahne: Dümbüllü, zil zurna sarhoş, evinin sokağına girer ve bir nara atar: ‘PEZEVENKLEEERRR!..’ Pencereler açılır, herkes ne olduğunu anlamak için başını uzatır. Dümbüllü kendi kendine söylenir: ‘BİZİM SOKAKTA AMMA DA ÇOK PEZEVENK VARMIŞ!..’ Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi’nden rahatsız olanlar var —kendi suretlerini orada görüyorlar da ondan. Rahmetli Dümbüllü sağ olsaydı şöyle bağırırdı:‘ULAN, AMMA DA ÇOK ....... VARMIŞ!..’
İsmail Dümbüllü’den kısaca söz etmeden geçmeyelim derim. Sanal sunum yardımıyla: [İsmail Hakkı Dümbüllü(1897 - 1973) Geleneksel Türk Tiyatrosunun son temsilcisi, Orta oyunu /Tuluat sanatçısıdır. Üsküdar Süleymanağa Mahallesinde doğdu. Babası II. Abdülhamid'in silahşörlerinden Ali Caner Kıcalı, annesi Fatma Azize Hanım'dır. Üsküdar İttihat-ı Terakki Mektebi'nde okula başlar. Gazeteci Burhan Felek ile aynı okuldan mezun olur. Tiyatro yüzünden Askeri Rüştiyeden atılmasının ardından on altı yaşında Kel Hasan Efendi’nin Dilkûşa Tiyatrosu' na girer. Şevki Şakrak, Küçük İsmail Efendi, Kavuklu Hamdi Efendi, Komik Naşit Efendi (Naşit Özcan (tuluatçı)) gibi zamanın ünlü oyuncularıyla aynı sahneyi paylaşmıştır. Profesyonel olarak Şehzade Başı Tiyatrosu'nda başlar. 'Dümbüllü' soyadını nasıl aldığını anlatır: “Peruz Hanım, o zamanın en birinci kantocusuydu. Beste yapar, güftesini de kendisi yazardı. Dümbüllü diye bir kanto söylerdi. Buna bir gazel ilave ederek söylemeye başladım. 'Dümbüllü, Dümbüllü, Gabarala, mabarala, Dümbüllü' diye oynardık. Böylece Dümbüllü adı üzerimde kaldı…” Oynadığı oyunlardan en çok Gözlemeci, Kavuklu'ya Hile, Çifte Hamamlar, Ters Biyav ve Kanlı Nigar'ı severdi. Oynadığı filmlerde de en çok Nasreddin Hoca ile özdeşleşmişti. Bir trafik kazasının bir ay sonrasında 5 Kasım1973 tarihinde hayatını kaybetti. Cenazesi, İstanbul'da Boğaziçi Köprüsü'nden geçen ilk cenazedir. Kabri, Üsküdar'da Çiçekci Camii karşısında bulunan Karacaahmet Mezarlığı'nda bulunmaktadır…] ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |