![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
KENDİNİ YENİLEYEBİLMEK - YILMAZ ARGÜDEN
/**/
Yazar: ADANA FİKİR PLATFORMU | Tarih: 01/01/2012 | Saat: 21:30Gerek emeklilik ile ilgili yeni düzenlemeler, gerekse makro-ekonomik dalgalanmalar belirli bir bilgi birikimine sahip üniversite mezunu, yönetici, uzman kişileri işsiz bırakabilmektedir. Firmalar ekonomik kriz ve artan maliyetleri sebebiyle verimli ve deneyimli personelini erken yaşta emekli etmek sureti ile işten çıkarmaktadır. Sektörel alanlarda ve özel uzmanlık konularında danışmanlık potansiyeline sahip bu işgücü, aslında milli bir servet niteliği taşımaktadır. Eğitim bir yana, yıllar içinde kazandıkları onca deneyimin kullanılamaması çok büyük bir kayıptır. İstanbul gibi iş dünyasının çok daha fazla fırsatlar sunabildiği ortamlarda bu deneyimli insan kaynakları kendilerine yapabilecek başka işler bulabilmektedirler. Ne yazık ki, Adana’da böylesi imkanlar yoktur ve bu durumdaki insanlar ya kendi köşelerine çekilmektedirler ya da başka şehirlerde veya ülkelerde çalışmak için Adana’yı terk etmedirler. Konunun önemi nedeniyle Sayın Dr. Yılmaz ARGÜDEN’in “KENDİNİ YENİLEYEBİLMEK” başlıklı makalesi aşağıda verilmektedir. Teknoloji geliştikçe, bir taraftan insanların ihtiyaçları hızla değişiyor, diğer taraftan edinilen bilgi birikimi de eskiyor. Bir zamanlar üniversite mezunu olmak bir ömür boyu belli bir kariyeri sürdürebilecek bilgi düzeyine erişmek anlamına gelirken, bugün meslek içi eğitimlerle bilgisini düzenli olarak yenilemeyenler güncelliklerini ve dolayısıyla mesleki sürdürülebilirliklerini de yitiriyorlar. Daha da önemlisi gelişen teknolojiler bazı mesleklere duyulan ihtiyacın azalmasına, ya da tamamen ortadan kalkmasına yol açıyor. Daktilo tamircileri gibi... Diğer taraftan yetişmiş insan kaynağına ve yeni mesleklere duyulan ihtiyaç artıyor. Toplum olarak gelişmelere ayak uydurmak demek, talebin veya rekabet gücünün azaldığı sektörleri sadece çalışanlarını korumak adına(!) suni teneffüsle yaşatmak yerine, cesaretle bu sektörlerden yenilerine geçebilmek demektir. Bu nedenle, ekonomik kriz dönemlerinde işsizlikle karşılaşanların yeni alanlara yönelmelerini teşvik etmek ve desteklemek üzere geniş çaplı kariyer geçiş programları uygulanmalı. Örneğin, ülkemizde de kamu sektörü reformunun önündeki en önemli engel işsizliğin artması korkusu. Halbuki, korkunun ecele faydası yok. Bu korku nedeniyle verimsizliği sürdürmeye çalışmak, toplum olarak kıt kaynaklarımızı doğru kullanmamızı engelleyip, rekabet gücümüzün ve refah seviyemizin düşmesine yol açar. Yapmamız gereken güncelliğini veya verimliliğini yitiren işlerde çalışanları ikinci kariyere hazırlayacak geçiş planlarını ve eğitimleri sağlamaktır. Ayrıca, ülkemizin sınırlı eğitim kaynaklarını kullanmış, tecrübe birikimi kazanmış kırklı yaşlardaki bir kitleyi emekliliğe sevk etmeye de tahammülü olmamalı. Birikimleri ile ülke gelişmelerine katkıda bulunabilecek bu kitlenin, katma değer yaratmadan bir kenarda hayata devam etmesi, insan kaynağı israfıdır. Bugünlerde gelişmekte olan sivil toplum örgütlerinde, kurumsallaşma çabasında olan aile şirketlerinde ve yeni gelişmekte olan hizmet sektöründe iş gücü ve yönetici açığı varken, kırklı yaşlardaki bu iş gücü kaynağının, yeni iş arama konusunda bilgilendirilmesi ve cesaretlendirilmesi gerekiyor. Farklı sektörde çalışmanın gerektirdiği davranış biçimleri ve yetkinlikleri kazanmaları için eğitim programları düzenlenmesi de faydalı olacaktır. Üstelik yaşlılıkta da kaliteli yaşam sürebilmenin en önemli araçlarından birisi verimli olarak çalışabiliyor olmak. Bu nedenle, özellikle mecburi emeklilik yaşı uygulamalarının değişen demografik trendlere uyarlanması ve yaşlılara iş bulmada fırsat eşitliği sağlayan politikaların uygulanması önem kazanıyor. Yaşlıların çalışma hayatına katılım sürelerini uzatabilmek için onların eğitiminin güncellenmesi de gerekiyor. Bu nedenle, yaşlanan bir dünyada sadece gençlere değil, ileriki yaşlardaki insanlara da sürekli eğitim sağlayabilmek üzere politikalar geliştirmek gerekiyor. Ayrıca, yaşlılık dönemini de kapsayacak daha uzun çalışma süreleri sağlayabilmek için bir çok konuda değişim gerekiyor. İşverenlerin yaşı nedeniyle belki enerji seviyesi daha düşük, ancak bilgi düzeyi yüksek kişilerden faydalanabilecek şekilde yeni işler oluşturmaları gerekiyor. Belki daha az çalışma saatlerinden oluşan işler oluşturmak gerekiyor. Yaşlıların çalışabilmeleri sadece ekonomik nedenlerle değil, yaşama bağlanabilme açısından da önemli. Bu nedenle, gönüllü kuruluşlarda görevler üstlenebilecek yetkinlikler kazandırılması onların yaşam kalitesini artıran bir unsur oluyor. İnsanlar faydalı olduklarını hissettikçe yaşama bağlanıyorlar ve daha kaliteli bir yaşam sürebiliyorlar. Yeni bir kariyere geçişi sağlayanlar bir taraftan yeni bir işin getirdiği heyecan ve keyfi yaşayıp gelir düzeylerini artırırken, diğer taraftan topluma faydalı olmaya devam ettikleri bilinciyle özgüvenlerini ve yaşam sevinçlerini artıracaklardır. Küçülen sektörlerde çalışanların yeni bir kariyere geçişini sağlayacak hazırlıklara önem vermemiz daha zengin ve mutlu bir toplum olmamıza hizmet edecektir. Özetle, çalışmak bir mutluluktur. Kendilerini yenileyebilenler, yetkinliklerini, insan ilişkilerini ve etki alanlarını sürekli olarak geliştirmeye çalışanlardır. Sürekli gelişim, yaşam kalitesinin artırılmasının anahtarıdır. Çalışmak demek, yaşamak demektir. Dr. Yılmaz ARGÜDEN, ARGE Danışmanlık DR. YILMAZ ARGÜDEN KİMDİR? Kurumları geleceğe hazırlama çalışmaları, geliştirdiği yaratıcı ve yenilikçi yönetim stratejileri ve toplumsal katkıları ile tanınan ARGE Danışmanlık'ın Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yürütmektedir. Deneyimleri özel sektörden, kamu sektörüne ve uluslararası kuruluşlara; sivil toplum örgütlerinden, akademik hayata kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Çeşitli kuruluşların yönetim kurullarında görev alan Dr. Argüden, deneyimlerini Boğaziçi Üniversitesi'nde ve Koç Üniversitesi MBA programında strateji dersi vererek ve çeşitli gazete ve dergilerdeki köşe yazılarıyla paylaşmaktadır. Yaşam kalitesini yükseltme konusundaki çalışmaları nedeniyle Dünya Ekonomik Forumu tarafından Geleceğin 100 Küresel Lideri arasına seçilmiştir. ARGE Danışmanlık, Avrupa Parlamentosu'nda kurumsal sosyal sorumluluk alanındaki çalışmaları nedeniyle Geleceği Şekillendiren En İyi Üç Şirket arasında değerlendirilmiştir. İş Hayatı
Anadolu Efes, Borusan, Koç Holding ve Vestel grubu şirketlerinde, Petkim ve Sümerbank'ta ve dört kıtada faaliyet gösteren Inmet Mining şirketinde Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. 1997-99 yılları arasında Erdemir'in Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı üstlendi. 2005 yılından beri dünyanın önde gelen yatırım bankalarından Rothschild'in Türkiye Danışmanlığı görevini üstlenmiştir. 2007 yılından itibaren yine Rothchild Türkiye'nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütmektedir. Kamu Sektörü
1991'de, ekonomi konusunda Başbakan Başdanışmanı olarak görev yaptı. ARGE'li Dönem
Sivil Toplum Çalışmaları
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesinde Başkanlığını yürüttüğü İş Konseylerinde (TAIK ve Kanada) Türk-Amerikan ve Türk-Kanada ilişkilerinin gelişmesine, çağdaş eğitimin toplumun her kesimine yayılması için Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın kurulmasına, bilimsel çalışmalarla politika üretimi için TESEV'in kurulmasına ve kurumsal sosyal sorumluluk ve sivil toplum kurumlarına gönüllü katkıları özendirmek üzere Özel Sektör Gönüllüler Derneği'nin (ÖSGD) kurulmasına katkıda bulunmuştur. Boğaziçi Üniversitesi için mezunların katkılarının örgütlenmesi ve "sivil toplum destekli üniversite" modeli gibi öncü örnekler, Argüden'in Boğaziçi Mezunlar Derneği (BÜMED) başkanlığı sırasında başlatılmıştır. Eğitim
Eğitim ve çalışma hayatı boyunca Fulbright, TÜBİTAK, NATO, Eisenhower gibi burslar ve çeşitli ödüller kazanmıştır. İngilizce ve Fransızca bilir. ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |