![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
Kitapların Dili-3 SICAK ÇİKOLATA
/**/
Yazar: VELİ BİLİCİ | Tarih: 15/06/2011 | Saat: 22:20ADANA İMKB ÖĞRETMEN LİSESİ MUTFAĞINDAN SICAĞI SICAĞINA SERVİS EDİLDİ
Sanki Çukurova insanının tatlı kültürünün zenginliğinden/tatlı severliğinden/ sıcakkanlılığından esinlenerek beş tane birbirinden zeki öğrencimiz ile bu öğrencilerin liderliğini üstlenmiş edebiyat öğretmeni Rizvan YILDIZHAN’ın yazılarından ve şiirlerinden oluşan, çikolata renginin her türünü ön ve arka kapağında barındıran ve iki kapak arasında yazarlık mutfağından okurlara nadide bir tepside sunulan 47 adet yazı ve 17 adet şiiri ihtiva eden bu güzel Sıcak Çikolata, Adana İMKB Anadolu Öğretmen Lisesi Müdürlüğü’nün himayesinde Nisan 2011’de Adana’da Ekrem Matbaası’nda basılmış. Sıcak Çikolata, tamamen alışılmışın dışında öyle fincanda, kupada, bardakta değil, çikolata renginde iki kapak arasına sıkıştırılmış altı bölümden oluşmuş. Her biri ayrı bir çikolata tadında/lezzetinde özgeçmiş, anı, hikâye, deneme ve şiirlerin serpiştirildiği 113 sayfa 6 bölümden oluşan Sıcak Çikolata’nın;
1. Bölümünde “Kanatsız Düşler Âlemine Merhaba” diyor Kübra ŞAHİN. On yazı ve bir şiirden oluşuyor. Küçük bir sürpriz ile hayata başlayan Kübra, kanatsız düşler âlemine dalıyor ve görme engellilerle paylaşıyor renkleri, Gölgelerde Kalanların Siyah kavramından hareketle iç güzelliklerinde keşfe çıkıyor. Ferhat’ı, Şirin’i öldüren, aşk mektuplarına, cep telefonu mesajlarına kafa tutuyor, serbest piyasada oynanan etiket fiyatlarına dikkat çekiyor kötülük krallığında. Bahar Yağmurları ile çok önemli bir konuya parmak basıyor, “bozamaz mutluluğumuzu ne ırk ne de ten” diyerek bu milletin birlikteliğine dikkat çekiyor. Son sözünü şiir dilinde haykırıyor karanlığın gölgesinden, renklerini yitirmiş kentine. 2. Bölümünde “Sessizlik Pınarı” diyor da başka bir şey demiyor Ayşe Sümeyye BEKTAŞ. Dokuz yazı ve iki şiirden oluşuyor. Hiç aklından geçmeyen okuluna gelişiyle başlıyor ve kelimesizliği görme engelliliğe benzetir ve Cemil Meriç üstada bağlar hayran hayran. Göz kırpışları ile özdeşleştirir saatin tik taklarını. Günlüğünde şoförlere ve muavinlerine yer verir. Teslimiyetle olgunluğa erişir kalemi. İki güzel şiir çalışmasıyla noktalar yazılarını. Rüzgârın Yıkımı adlı şiirinde; … “Hışımla çarpar öfkesini kadının yüreğine rüzgâr Ve bir çentik daha görünür yılların çizdiği hüzün haritasında.” … Hayallerini/umutlarını harcar yavaş yavaş ve hayalindeki değere; “Sen ben olmalısın, ben de sen… En derin sırlarımda.” diyerek gizemlere bürünür.
3. Bölümünde “Sarı Saydam Sayfalar” adıyla Nur Cennet YILMAZ çıkıyor karşımıza. On üç yazı ve sekiz şiirden oluşuyor. Tüm okurlarına sıcak çikolata servisi yaparak bu işe çok erkenden başladığını sezdiriyor. Mehmet Akif’e hayranlığından, Akif’in erdemlerinden, tokgözlülüğünden ve memleket sevdasından bahseder ve sonuçta vefasızlıkla suçlar mevcut nesli… Beş kardeş ve beş kardeşin en büyüğü, beşkardeşin uygulayıcısıdır cam fanustaki çocukluğunda. Hep gerçekçi olma, mükemmel olma gayretinde olan Nur Cennet YILMAZ, anlamsız bulur insanlar arasındaki hitapları ve sonra insanları maskeli görür Anlamsız Hitap Sözcükleri’nde. Sigara kullananlara ve Cemal Amca’ya karşı hep sivri dillidir, atasözlerini iyi kullanır, kısacası deyim yerindeyse taşı gediğine koyar. Hava Egzersizi Saçmalığı yazısında, aile içi iletişimi işler, sosyolog olur, aile danışmanı olur ve ailelerin devamının sağlanması gerektiğini savunan usta bir kalem olur. Tik-Tak ile rap yaparak sigara ve içkiye uzak durulması fikrini yeniler. Ağlamak İstedikçe adlı şiirinde de; “Gözlerim kapalı, Bedenim uykuda Düşüncelerim son sürat ayakta!” şiiriyle çocuk ruhunu ayakta tutarken, saygılı ve ölçülü olmayı elden bırakmaz. Bir İstedim Ki ve I-ıh, adlı şiirlerinde zekâsı ile süsler mısralarını ve çeker restini. Son sözünü kabuğunu kırdığını beyanla hayata bağlılığı ile bitirir.
4. Bölümünde “Selam Ey Rüzgâr” adıyla Sümeyye Nur GENÇ var, genç ve heyecanlı. Bu bölüm on bir yazıdan oluşuyor. Hayata bir parantez açarak Çukurova’da dünyaya gözlerini açan GENÇ Sümeyye Nur, manevi bir havaya bürünüp tasavvufa dair eserler verirken bu alanda usta yazarlara taş çıkartan bir üslup kullanır. Hz. Muhammed’e olan sevgisini görmeden severek bir aşkın analizini yapar kendince ve hünerlice… O, her yıldızın kaymasında güzel bir dilek tutar, yıldızların kaymasını bile mutluluğa doğru hayra yorar, o müthiş hayal dünyasında.
5. Bölümünde “Çiğ Demleri”dir soluklanan. Öğrenci Çiğdem KÜÇÜK’ün kaleminden doğmuş bu bölüm; dört yazı ve dört şiirden oluşuyor. Bölüm başlığından da anlaşılacağı gibi Çiğdem KÜÇÜK’ün hayat hikâyesinden de anlaşılıyor ki küçük su birikintilerinden başlayarak okyanuslara ulaşmak üzere suya dalarak kulaç atmaya başlar ve ben geliyorum diye edebiyat dünyasına sinyal veriyor adeta. Umut başlıklı yazısı ile İMKB Anadolu Öğretmen Lisesi koridorlarından kendisini bugünlere hazırlayan öğretmenine “aklımda hep sen varsın öğretmenim” diye seslenir. Orada adlı şiirinde ise; varamadığı uzaklarda suda hayalini hisseder, ayaklarını suda hisseder, gözlerini suda hisseder…
6. Bölümünde yazar ve şair adaylarının öğretmeni Rizvan YILDIZHAN “Yarım Yarın” diyerek başlamış ve iki yarımdan bir bütün yapamamış. Yıldızhan’ın emeğinin büyük olduğunu gördüm bu Sıcak Çikolata’nın hazırlanmasında. Rizvan YILDIZHAN, mütevazı davranıp iki şiirini almış öğretmenimiz: “Yarım/adam” ve “Yarım Mısra”. “Yarım/adam” adlı şiiriyle ayrılık ve gurbete kafa tutar kafa tutmasına amma onunla özdeşleşir, adını ve adresini verir gurbete. Yarım Mısra şiirinde; “Kimse tam anlamıyor beni, Gel de tam anla beni. Yarım bir mısra gibiyim işte Gel de tamamla beni Gönül atına bin, Götür zamanla beni…” diyerek yarım kalan yanını tamamlamak için, gönül atı denen binekle çıkarılmasını ister yola… Konaklamak ister gönül kervansarayında. Kendini anlatır, anlaşılamadığından bahisle yalnızlığına, yarım kalmışlığına yanar mısralar arasında. * * * Sevgili öğretmenim, siz aslında bu beş hanım kızımızın edebiyatla haşır neşir olmalarına, onların belki de gelecekte yurdumun en tanınmış edebiyatçıları, yazarları, şairleri olmaları yönünde gün ışığına çıkmalarını sağlamada emeği olan ve emeğinin, yorgunluğunun karşılığını sadece samimi ve candan bir “öğretmenim” kelimesini duyunca mutlu olan kişisiniz. Yüreğinize sağlık öğretmenim. Kutluyorum sizi ve beş hanımefendiyi. * * * Sıcak Çikolata, bana Adana İMKB Anadolu Öğretmen Lisesi Müdürü Harun ŞAHİN Bey tarafından 2011 Mayıs ikinci haftasında getirildi ve ayaküstü konuşmamızda edebiyat öğretmeni ve bir grup öğrencinin 2011 Kasım ayı içinde başlatılıp Nisan 2011 tarihine kadar yapılan çalışmaların ürünü olduğunu ve bu ürünleri kitaplaştırdıklarını ifade etmesi mutlu olmam için yeterliydi. Bu çalışma, Adana’da bulunan ortaöğretim kurumları arasında bir ilk gibi geldi bana. Bir de Şehit Temel Cingöz Lisesi edebiyat grubunun benzer bir çalışma içinde olduğuna dair duyumu (“Çeşni”) aynı okulda öğrenci olan kızımdan almıştım. Tabii ki ilköğretim okullarında bu tür örnek Seyhan İlçesi Akkapı Şehit Kemal Yüzgeç İlköğretim Okulu sınıf öğretmeni Sait Mehmet KARAŞİN Bey ve yaklaşık elli öğrencisinin birlikte yayına hazırladıkları “Öğrenci Şiirleri” adlı şiir kitabı bu alanda yapılan önemli bir çalışmadır. Bu tür çalışmaların okullarımıza işaret fişeği olması temennisiyle... Keşke Rahmetli Nihat Sami Banarlı ve de Rahmetli Arif Nihat Asya üstatlarım bu çocuklarımızın Sıcak Çikolata’sını tatmış olsalardı… Keşke… ![]() |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |