ADANA'NIN BiR MARKASI OLSUN |
VEYSEL TUNCİL |
06/12/2010
|
Abdullah Bey, durum tespitinizi ve önerinizi son derece isabetli buluyorum. Hâlâ "dünyanın en büyük köyü" olarak anılan bir kentte olmak istemeyenlerin bu imajın değiştirilmesi için çaba göstermesi gerektiğine hiç kuşku yok. Göze güzel görünen bir Adana, gönüllere de güzel görünecektir. Bu anlamda, Adana'yı markalaştırmanın çok önemli bir adım olacağı inancındayım.
Bu aralar, reklâm panolarında gördüğüğümüz "Adana bir bASKa" şeklindeki ifade biçimininse, çok özgün bir ifade tarzı olduğunu düşünmüyorum. İyi niyetli bir çaba gibi görülebilirse de, "araklamacı gazeteciliğin" bize özgü bir örneği gibi duruyor.
|
Dünya Medyası ve Ermeni Sorunu |
F. BÜLENT KOCAMEMİ |
05/12/2010
|
Bu yazıya şapka çıkarıyorum, yetmiyor ayakta alkışlıyorum. Ama ben böyle yapmışım kime ne ! Söz konusu mücadeleyi yapması gerekenler nerede ?
|
BİLMECE |
NAİM DURMAZ |
30/11/2010
|
Mevlana ile Tayyip karşılaşmışlar."SEN GELME"Demiş.!
|
4. Geleneksel Çukurovalılar Kurtuluş Gecesi ve Başkent'te Çukurova Günleri Fuarı |
ÇUKUROVA LOBİSİ CEYHAN |
30/11/2010
|
Müthiş bir enerji...Olağanüstü bir gayret...İşte Çukurovalılar Derneği Başkanı...Kurtuluş Balosu ve Başken'te Çukurova Günleri Fuarı çok güzel tanıtım ve kültür projeleri, sizleri tebrik ediyoruz.
|
Sevgili öğretmenim |
ÇAPAR KANAT |
30/11/2010
|
Merhaba
Hocam
Bir tıp öğretmeni olarak kendi öğretmeninizle ilgili yazdıklarınız güzel.
Geçen öğretmenler gününüzü kutlarım.
Çapar Kanat
http://www.bilgiagi.net/yazar/capar-kanat/
|
4. Geleneksel Çukurovalılar Kurtuluş Gecesi ve Başkent'te Çukurova Günleri Fuarı |
GÜRDAL ERİNÇ |
30/11/2010
|
Başarılı işlere imza atan sevgili Başkan Alper Çetin2i tebrik ediyor, gözlerinden öpüyorum.
|
Adana’nın engelli kaldırımları |
ŞULE GÜNEY SÜMBÜL |
30/11/2010
|
Çok doğru, çok önemli bir yazı. Yazana teşekkür ediyorum. Umarım yetkililer dikkate alır ve gereğini yaparlar.
|
TÜRK GİBİ BAŞLAYIP İNGİLİZ GİBİ BİTİRMEK |
TEYFİK KISACIK |
29/11/2010
|
sayın dostum,yazınız içn çok teşekkür ederim.ne yazıkki işverenlerimiz belirtiginiz gibi mesleki teknik egitimi meb ile beraber yapma yerine,en yakın meslektaşının elamanlarını çalıyorlra.onlardanda başkaları alınca elaman yetiştirmeye luzum kalmıyor.yetişmiş olan elemanlarda malesef bundan dolayı karakter yapıları bozuluyor.sanayici ile meslek okullaraı ve ünüversiteler ellele vermedikçe bu yazmış oldugunuz manalı yazınız lafata kalacagını düşünüyorum.yoksa istediginiz kadar modern makine parkına ve ataolyeye sahip olun ,ögretmenleri ve işadamlarını bir araya getirmeklazım.almanyada meslek okulunda okuyan %75 ve lise düzeyinde okuyan %25 oldugu halde memleketimizde bu tam tersinedir.sizi tekrar tebrik ederim.saygılarımla teyfik kısacık
|
TÜRK GİBİ BAŞLAYIP İNGİLİZ GİBİ BİTİRMEK |
MUSTAFA CEYHUN |
29/11/2010
|
Hocam toplumun en önemli sorununa çok iyi tespit yaptınız. Eğitim sorunu böyle devam ederse (pratikten yoksun) yakında çalışacak çalıştırıcak sanatkar bulamayacağız. Her işi kendimiz yapacağız. Eskiyi çok arıyoruz. Bizim yetişme şartlarımız ile şimdiki gençler arasında dağlar kadar fark var. Bu projelere Umarım devletten çok toplumumuz sahip çıkar. asıl o zaman yaşar yaşatılır verim alınır. Toplumun bu kadar karışması kötülüklerin ve suç oranların artması hep bu sorunun kaynağına bağlıdır.
|
4. Geleneksel Çukurovalılar Kurtuluş Gecesi ve Başkent'te Çukurova Günleri Fuarı |
ÇUKUROVA LOBİSİ ADANA |
26/11/2010
|
Başkanımızı tebrik ediyor, saygılar sunuyoruz.
|
4. Geleneksel Çukurovalılar Kurtuluş Gecesi ve Başkent'te Çukurova Günleri Fuarı |
SELÇUK AYDIN |
26/11/2010
|
Çukurova ve Çukurovalılara yakışır etkinlikler gerçekleştiren Çukurovader'i yürekten tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.
|
ADANA MERKEZ PARK-YENİDEN |
Koral Çepni |
22/11/2010
|
Sevgili Çağlar,
Yorumuna katılıyorum. Adana'da yaşadığımız tüm sorunları sürekli dile getirmemiz gerektşğine inanıyorum.
|
ADANA MERKEZ PARK-YENİDEN |
ÇAĞLAR POLAT |
21/11/2010
|
Koral Hocam yazdıklarınıza kesinlikle katılıyorum. Bende parkı sık sık ziyaret edenlerin arasındayım fakat orada bulunan kökeni ne olduğu belirsiz mendilci çocuklardan oturamıyorsun parkta ve işin komik tarafı parkın yan tarafıda polis karakoludur. Ama çocuklar o kadar tehlikelilerki orada kendilerine para vermeyenleri ölümle dahi tehdit edebiliyorlar malesef buda parkımızın diğer gerçek yüzü ayrıca parkta bulunan güvenlik görevlerininde görevini yaptığını hiç düşünmüyorum.... Saygılarımla...
|
METE AKYOL VE TİYATRONUN CADISI |
GÜRKAN AKBAY |
14/11/2010
|
Sayın Nuray Hanım,,
Sayın Mete Akyol'un söz konusu ettiginiz roportajını ben de ilgiyle ve
açıkca söylemem gerekirse, hayranlıkla izledim.
Mete Akyol'un, büyük sanatçımız Macide Tanır'dan bir hafta önce
Cumhuriyet gazetesi yazarı Erdal Atabek'le yaptığı röportajın
girişinde de yiğitce sergilediği "Gerçek Türk aydını" duruşunu keşke
bütün aydınlarımız örnek alabilselerdi. Gazetecilerimiz arasından bile
böyle yürekli bir şekilde "aydın duruşu" sergileyen olmadı.
Erdal Atabek ve Macide Tanır röportajlarını kaçıranlara yardımcı olmak
için Mete Akyol'un Bilmek Gerek adlı programının girişindeki
konuşmasını www.kanalb.com.tr adresindeki program arşivinden tekrar
dinledim. Sonra da o konuşmayı olduğu gibi kaleme döktüm. Yararlanmak
isteyenler için de buraya ekledim.
Bu konuyu gündeme getirdiğiniz için sizi kutluyorum.
Saygılarımı sunarım.
Gürkan Akbay
İşte Sayın Mete Akyol'un o konuşması:
"Bu masa, bildiğiniz gibi, hastanelerde yemek saatlerinde hastanın
yatağının başucuna getirilir ve gereken alçaklık ve yükseklik
ayarlamaları yapıldıktan sonra yemek kapları bu masanın üzerine
konulur, hasta yemeğini yer.
Bilmek gerek ki... Tıp dünyasında çok önemli bir yeri olan ve
Türkiye'nin, gerçek anlamıyla gururu bilim adamımız Prof. Dr. Mehmet
Haberal, birbuçuk yıldan fazla bir süredir, her gün ve her gece,
odasında bu masanın benzeri bir masada yemeklerini yemektedir, ve...
Ayrıca bilimsel kitaplarını okumaktadır, hakkındaki inanılmaz
iddiaları çürütecek savunmalarını yazmaktadır. Hatta, aylardır
gerekçesiz olarak tutuklu bulundurulmasının nedenini soran, "Suçum
Ne?" kitabını, bu masanın benzeri masasında yazmıştır, hatta 57
ülkeden 750 bilim adamının katıldığı Dünya Yanık Derneği'nin
uluslararası 15'inci kongresini, derneğin 50'inci yıl kutlama törenini
İstanbul'da düzenlemiştir, kongreye katılan 750 yabancı bilim adamının
Türkiye'yi yakından tanıyabilmeleri için İstanbul'un tarihi tüm
yerlerini gezmelerini, görmelerini sağlamıştır ve... Son olarak da,
"Onur Üyelik" ödülünü kazandığı Dünya Cerrahlar Birliği'nin,
Washington'daki yıllık kongresine kendisi adına katılan kardeşi Prof.
Dr. Ali Haberal'ın elinden, bu ödülünü, hastanedeki odasında, işte bu
masanın benzeri masasında almıştır.
Ve cenazesine bile katılmasına izin verilmeyen merhum babasının ölüm
haberinin getirdiği gözyaşlarını da, aynı masaya yasladığı kollarının
üzerine dökmüştür.
Bu masa şimdi burada, daha fazla uzamamasını dilediğimiz ve umduğumuz
geçici bir "toplumsal bunalım" dönemimizin zedelerini simgelemektedir.
Bu dönemden hepimiz kurtuluncaya değin konuğumu ve beni her hafta
burada, bu masayla göreceksiniz.
Bu masayı burada gördüğünüz sürece bilin ki, ülkemiz, toplumsal
bunalım döneminden hala kurtulamamıştır ve...
Aylardır gerekçesiz olarak tutuklu bulundurulan, "içerde tutulan",
kişi olarak benim can dostum, ulus olarak ulusal gururumuz Prof. Dr.
Mehmet Haberal ile Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan adlarında simgeleşen
gazeteci meslektaşlarım, dörder duvar arasında hala, suçlarının ne
olduğunu düşünmektedirler.
Bu gerçeği bilmek gerek... Gerçeğin ne olduğunu bilmek, hepimizin hakkıdır."
ğiniz
|
NEDEN TURKUAZ? |
HİKMET İNANLI |
29/10/2010
|
sayın zeynel cebeci bende neden turkuaz diye merak edip biraz geçte olsa araştırmam neticesinde sizin yazınızla karşılaştım ve aynı sizin düşünceleriniz gibi sorumun cevabını alamadım.taki bahadır beyin açıklamasına kadar ve bu gün çocukların facebookta oynadıkları turkuaz üzerine siyah ay yıldız bayrağımızın benzerine devamlı bakmamız isteniyor ve bir dakıka sonra tavana veya beyaz bir zemine bakınca kırmızı beyaz olarak bayrağımızı görmektesiniz.inşallah siyasi bir durumu yoktur spora girmese iyi olur derim.
|
ÇÖZÜMLERİN SAYISI PROBLEMLERİN SAYISINDAN ÇOKTUR |
MURAT KARAMAN |
29/10/2010
|
Hamit bey gezilerdeki yapılan sosyal aktiviteler gerçekten çok güzel en son tatef 2010 \'a gittik geçtiğimiz haftalarda makina techizat vs almanın yanısıra bu fuarlar insana bilgide katıyor değişik işleme yöntemleri mesela örnek olarak belirtecek olursam ben sene 1991 yılından beri cnc kullanıcısıyım normal cnc tornada bir aparat yardımıyla kılavuz açar gibi delige altıköşe açılabileceğini orada gördüm ve bu benim ufkumu genişletti ayrıca tatef 2010 a 1 otobüs gittik konyadan 25 otobüs geldi diye duydum bu ve bahsettiğiniz tüm konularda halklısınız demek oluyor buda keşke haklı olmasanızda adanadanda 30 araba kalksa ilgi çok olsa ve üretim kapasitemizi daha ileriye taşısak
|
ÇÖZÜMLERİN SAYISI PROBLEMLERİN SAYISINDAN ÇOKTUR |
YAHYA DEMELİ |
27/10/2010
|
teşekkürler hamit bey daha fuar organizasyonu faaliyetlerini yapmayan birliklerin odaların ne işler yaptığını sorgulamak lazım.teknoloji çağında iletişimsizlik vat bazı şehirlerin Ticaret odalarının ilgili bölümlri devamlı bu işlerle ilgilenip her türlü bilgi paylaşımı yapıyorlar.Sorun sorumlulukta sevgiler...
|
ÇÖZÜMLERİN SAYISI PROBLEMLERİN SAYISINDAN ÇOKTUR |
MUSTAFA CEYHUN |
25/10/2010
|
Hamit Hocam fuar ve organizasyonları için yerden göğe kadar haklısınız. Ben başka bir söz daha eklemek istiyorum. Çoğunlukla bir çok problemin de çözümü tek olabiliyor. Yani tek çözümle o problemi ve devamında bir çok problemin kökünden kazınmış oluyor. Buda doğru yerde doğru kişilerin olmasıdır.
|
ÇÖZÜMLERİN SAYISI PROBLEMLERİN SAYISINDAN ÇOKTUR |
AYDIN ÇINAR |
25/10/2010
|
Sanayi odası en azından çok daha erken haber ve bilği vermeli ki iş hayatımızdaki planlamalarımızı yapabilmeliyiz.
|
ÇÖZÜMLERİN SAYISI PROBLEMLERİN SAYISINDAN ÇOKTUR |
ÇAĞLAR POLAT |
19/10/2010
|
Merhabalar Hocam;
Düşüncelerinize Kesinlikle Katılıyorum Malesef Bizde Bazı Belli Başlı Kuruluşları Yönetenler Görevini Tam Anlamıyla Yerine Getirmiyor Fakat Suç Sadece Onlarda Değilki Suç Onlarda Olduğu Kadarda Bizde Çünkü Bizde Hiç Bunları Araştırmıyoruz Mesela ADASO'ya Telefon Açıp 2 Ay İçerisinde Olan Fuar Listesini Alamazmıyız Alırız Fakat Almıyoruz Çünkü Toplum Olarak Hala Fuar, Seminer V.s. Katılımlara Alışmadık Toplum Olarak Ama 10 Yıl İçerisinde Bunlara Tam Anlamıyla Alışılacağını Düşünüyorum....
Saygılarımla.
|
OKYANUS YÜREKLi, LAİK VE ÖZGÜRLÜKÇÜ GERÇEK DEMOKRAT DOSTLARA... |
MEHMET ALİ SULUTAŞ |
17/10/2010
|
İşte çağdaş, demokrat, yansız yorum diye buna denir. Okyanus ötesinde de olsan berisinde de olsan, açmazların, yanlışların, tersliklerin, eğitimsizliklerin, aymazlıkların, kaymazlıkların, taymazlıkların üstüne üstüne gitmeye devam et der gibi cesaretlendirme diye buna denir. İnsanlık, yurttaşlık, hele duyarlı yurttaşlık gereği budur diyen yüreklendirme buna denir…
Heyamola, heyamola, / Ne zaman alacağız bir soluklu mola?.. M. Ali S. Kanada, 17.10.10
|
ÇÖZÜMLERİN SAYISI PROBLEMLERİN SAYISINDAN ÇOKTUR |
ONUR ÖZTÜRK |
17/10/2010
|
Merhaba Hamit Bey,
Yazdıklarınıza kesinlikle katılıyorum. Eklemek istediğim nokta şu ki; günümüzde sektörel fuar organizasyonlarına ek olarak, spesifik bir konu başlığı referans alınarak düzenlenen seminer organizasyonları da büyük önem taşımaktadır. Bu organizasyonlar çerçevesinde katılımcılar, güncel sorunlarına direkt olarak yanıt alabilmekte ve problemlerine daha net çözümler bulabilmektedirler...
Saygılarımla
Onur Öztürk
Teknoloji Danışmanı
|
OKYANUS YÜREKLi, LAİK VE ÖZGÜRLÜKÇÜ GERÇEK DEMOKRAT DOSTLARA... |
NURAY SOMER BOZBEY |
17/10/2010
|
Günün moda tabiriyle “okyanus ötesinden” de bizlere ulaşan, mücadelesini sürdüren sevgili Sulutaş..
Keşke bu yazınızı eleştirebilseydim, keşke eksikler, yanlışlar bulabilseydim, keşke abarttığınızı söyleyebilseydim…
Sadece “duygularımızı, düşüncelerimizi, usta yorumunuzla dile getirmişsiniz” diyebiliyorum..
Kalın sağlıcakla…
|
HABABAM SINIFI VE RIFAT ILGAZ |
ÇAPAR KANAT |
09/10/2010
|
Sayın Figen Doran
Rıfat Ilgaz, Fakir Baykurt, Necati Cumali, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Necip Fazıl, Peymi Safa, Ömer Seyfettin, Reşat Nuri Gültekin, bunlar bizim klasiklerimiz. Bunların bir kısmını faşist, bir kısmını kominist olarak adlandırdık. Kominist olarak adlandırılanlarımız faşist olarak adlandırılanları, faşist olarak adlandırılanlar kominist olarak adlandırılanları okumadılar.
Rifat Ilgaz’ın Yazınızda belirttiğiniz Hababam Sınıfı Adlı eseri sinemeya aslına sadık kalınırak uyarlandı ve bilinen dev sanatçıları her zaman izlemekten bıkmadık usanmadık.
Orhan Kemal’ in ‘’ Hanımın Çiftliği’’ adlı eseri üç kez sinemaya uyarlandı. İlk ikisinde kısmen esere sadık kalınmıştı. Kanal d de gösterilen son uyarlamada ise tamamen ‘’ A Love Story’’ e dönüştürülmüş şekliyle belki de izlenme rekorlarını maalesaf kırıyor. Artık senaristler toplumun nabzına göre şerbet veriyor durumdadır.
Nasıl bir Dünya’ da yaşıyoruz sorusunun cevabı yukarıdaki Klasikleşen yazarlarımızın eserlerinde gizli. Eğitim sistemimiz bu eserleri artık okutturmamasının yanısıra bu eserleri okutma misyonunu sağlayacak sivil toplum kuruluşlarıda artık yok!
Medya, Televizyonlar karşımıza bir ip ve bu ipin üzerinde yürüyen cambaz’ı koyuyor. Hepimiz nefeslerimizi tutup cambazın düşüp düşmediği heyecanını gereksiz olarak taşırken cebimizdekileri soyan hırsızın farkına varamıyoruz.
Tıp öğrencileri yetiştiriyorsunuz, belki de mühendis yetiştiriyorsunuz. Bir doktorun, bir mühendisin bir imzası, bir oluru, ülkemizin kaderini etkileyebiliyor. Doktor, Mühendis, Öğretmen ve bilimum entellektüel meslek adamlarımızın neye evet veya neye hayır demeleri gerektiğini bilebilmeleri için mesleki alanlarının dışında Türk Klasiklerimizi, Dünya (Batı-Hint-Rus) Klasiklerini, şarkiyatçılığı (oryantalizm) okumaları gerektiğini düşünüyorum.
Saygılarımla
Çapar Kanat
Çiftçi- Çiğ Süt Üreticisi
|
İMAMLARIN KANAAT ÖNDERLİĞİ |
BAYRAM HASAN YİĞİT |
09/10/2010
|
Ercan Bey,
Öncelikle dilinize (kaleminize) sağlık.
Dinayet işleri başkanı imamların kaanat önderi olması gerektiği yönünde açıklama yapmasının akabinde Milli Eğitim Bakanı çıkıp, bu ülkede öğretmenler toplumun önderi olacak diye açıklama yapabilmeliydi.
Saygılarımla,
|