![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
Hollanda Türkleri Konseyi-HTK BASIN ACIKLAMASI
25 Nisan 2015 tarihinde İdilip ve Halep Kırsalında bulunan Cisr eş-Suğur ve İstibork kentlerine, Uluslarası düzeyde terör örgütleri olarak resmi anlamda kabul edilen, El- Kaidenin Suriye Kolu olan El- Nusra, İslam Cephesi militanları tarafından yapılan saldırılarda, sırf Alevi oldukları için, aralarında büyük çoğunluğu, kadın, çocuk ve ihtiyarlarında bulunduğu 300 e yakın Suriye yurttaşı, hedef gözetilerek katledilmişlerdir.
SURİYEDE EL- NUSRA ve İSLAM CEPHESİ TERÖRİSTLERİ TARAFINDAN YAPILAN ALEVİ SOYKIRIMINI LANETLİYORUZ.
25 Nisan 2015 tarihinde İdilip ve Halep Kırsalında bulunan Cisr eş-Suğur ve İstibork kentlerine, Uluslarası düzeyde terör örgütleri olarak resmi anlamda kabul edilen, El- Kaidenin Suriye Kolu olan El- Nusra, İslam Cephesi militanları tarafından yapılan saldırılarda, sırf Alevi oldukları için, aralarında büyük çoğunluğu, kadın, çocuk ve ihtiyarlarında bulunduğu 300 e yakın Suriye yurttaşı, hedef gözetilerek katledilmişlerdir. Bu durum, tüm internet sitelerindeki ve bölgeden gelen haberlerlede teyit edilmektedir. Bir grubu, sırf Alevi olduğu için hedef alıp, planlıyarak grup üyelerini katletmek ve bunun delilerinin olması, 1948 Birleşmiş Milletler Soykırımı önleme ve cezalandırma sözleşmesi, 2. Maddedeki şıklar uyarınca soykırım suçudur. Bunu planlıyanlar, işleyenler her kim olursa olsun uluslararası Soykırım Sözleşmesine göre, Soykırımın işlendiği ülkede, bu konudaki yetkili bir mahkemede yada uluslararası yetkili bir mahkemede yargılanır ve cezalandırılır. Soykırım suçunu işleyenlerin, Türkiyedeki, Serinyolda Eğitilen (Eğit-Donat, BOP projesi çerçevesinde), El Nusra ve İslam Cephesi teröristleri olduğu belirtilmektedir. 12. 000 tane teröristin Türkiye üzerinden bu bölgeye sırf bu tıp operasyonlar için gönderildiği iddası ve 28 Nisan 2015 de Suriye Devletininde bizzat Cumhurbaşkanı Esad tarafından, Hükümet ve Türk Silahlı Kuvvetleri desteğinde bu harekatın yapıldığı bilgisini dünya kamuoyuna açıklaması, Türkiye açısından durumu iyice vahim hale getirmiştir. Çünkü bu, Uluslararası; insanlık, Savaş ve Soykırım Sözleşmeleri ve Terörizmle mücadele protokollerine hukukuna göre suçtur ve bedelide ağırdır. Türkiye Cumhuriyetinin mevcut Cumhurbaşkanı ve Hükümetinin, Suriye, Mısır ve Irak bağlamında, bu tip terörist gruplarla ilişkisi olduğu ve desteklediği dünyada yaygın kanıdır. Bu durum, Turkiyedeki Suriyedeki ve Iraktaki belgelerlede kanıtlanabilir düzeydedir. Türk istihbaratının en son Adanadaki tırlar ve silahlar olayı, Musul Konsolosluğunun basılış ve rehine şekli, Türkiyedeki bu gruplara ait terörist eğitim kampları vs. buna birer örnektir. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin, İstihbaratının, Türkiyedeki sözde yardım kuruluşlarının, mezhepçi bir yaklaşımla bu Terör örgütlerine yardım ettiği, dünya basınında bizzat teröristlerle, Suriye ve Türkiyede, bulundukları yerlerde yapılan röportajlarlada mevcuttur. Türkiye Cumhuriyetinin yetkililerinin, bu tip terör örgütlerini desteklemekten vazgeçmeleri bizce elzemdir. Acilen gerekli sorumluluk gösterilmez ve tedbirler alınma ise, komşudaki yangının Türkiyeyede sıçraması nın an meselesi olduğu bilinmelidir. Mezhepçilikle bir yere varılamayacağı bilinmelidir. Mevcut iktidarın Mezhepçi yaklaşımları ve gerginlik politikaları Türk Milletinin milli birliği, dirliği ve geleceği için tehlikelidir. Türk Milletinin bu konuda uyanık olması, mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun bir birlerine kenetlenmesi ve Suriyedeki Alevi soykırımını lanetlemesi , bugün her zamandan daha çok önem taşımaktadır. Sorun Türkiyenin bekası sorunudur. Her Türkü bu konuda sorumluluğa çağırmayı bir görev addediyoruz. Türkiyede mezhepsel gerginliğin yaşanmaması ve bu tip mezhepçi soykırımcı bir yangının Türkiyeye sıçramaması için, basta her resmi ve garı resmi yetkili olmak üzere, bizzat sorumluluk alanı tüm Türkiyeyi kapsayan, Medya, Aydınlar, Siyasi Partiler, Sendikalar, Kitle örgütlerininde katkilari ile, TSK, MİT, Hükümet ve Polis teşkilatları kendine hızla çeki düzen vermelidir. Terörizme karşı aktif mücadele etmeli, bölge ülkeleriyle yoğun işbirliği ve iç işlerine karışmadan, bu gelişen vahim durumu hızla çözüme ulaştırmalıdır. Her halukarda, 25 Nisan 2015 tarihinde Alevi oldukları için bölgede soykırıma tabi tutulan, Cisr eş-Suğur ve İstibork kentlerindeki halka karşı işlenen bu suçlardan dolayı, sınırın Türkiye tarafında veya Suriye tarafındaki tüm bu Soykırıma iştirak edenler, planlıyanlar ve destek verenler, konumları ne olurlarsa olsunlar, uluslararası yetkili bir mahkemede hesap vermek zorundadırlar. Bunun için biz HTK- Hollanda Türkleri Konseyi olarak,
bu Alevi soykırımının suçlularının, belirlenip, yakalanıp,Türkiye
Cumhuriyetindeki yetkili bir Mahkemede, Suriyedeki Yetkili bir Mahkemede veya BM oluşturacağı yetkili bir mahkemede
yargılanmalarını, BM Güvenlik Konseyi üyelerinden ve Uluslararası yetkili
organlardan acilen ve önemle talep ediyoruz. Yüce Turk Milletinin evlatlarını bu konuda cok duyarlı olmaya, sorumluluğa, mezhep catışmalarına karşı
mücadele etmeye ve bu soykırımı lanetlemeye davet ediyoruz.
|
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |