Frankfurter Allgemenie Zeitung ( Almanya'nın en prestijli gazetesi )'nin yorumu ...
Türkiye'nin dış ülkelerdeki imaji bakımından son derece üzücü bir yorum..
Okumanızı tavsiye ederim...
Nuray Somer Bozbey
Dostlarım,
Bugünkü Frankfurter
Allgemeine Zeitung'da (Almanya'nın en prestijli gazetesi) çıkan bir yazıda
Egemen Bağış için "Erdogans Kettenhund" = Erdoğan'ın Bekçi Köpeği
başlığı kullanılmış. (Yazı ve tercümesi aşağıda!) - Ayrıca bugünkü Sözcü Gazetesinde
iç sayfalarda haber olarak çıktı.
Bu yaşıma geldim, DP, CHP,
AP, Anap vs, vs bir sürü hükümet gördüm. Ama daha bugüne dek hiçbir kimse
T.C.'nin bir bakanına Kettenhund = Bekçi Köpeği demedi veya öyle yazı yazmadı.
Duymadım, görmedim veya bana söylenmedi.
Bu kadar küçük düşmemize
neden olmak için tüm çabalarını esirgemeyenleri tarih minnet ve şükranla (!)
anacaktır herhalde.
Rüzgar eken fırtına
biçer......
Der türkische Europaminister
Erdogans Kettenhund Der türkische Europaminister Egemin Bagis gab sich lange fortschrittlich. Jetzt
fällt die Maske. Kein Regierungspolitiker wählte schärfere Töne in der Krise.
Von
Michael Martens, Istanbul
Almanya ile Türkiye
arasındaki ilişkiler giderek geriliyor. Türkiye'deki barışçıl eylemlere polisin
sert tavrını eleştiren Merkel'e, "Sonun Sarkozy gibi olur. Merkel oy için
Türkiye'yi kullanmasın. Türkiye'de faaliyet gösteren 4 bin Alman şirketini
düşünmeli. Ayrıca 3.5 milyon oy hakkı olan Türk kökenli var ülkesinde"
şeklindeki sözlerinden sonra başlayan tırmanış sürüyor.
BAĞIŞ'IN MASKESİ DÜŞTÜ
Almanya'da iktidar partisi CDU'ya yakın yayın yapan siyasi gazetesi FAZ
(Frankfurter Allgemeine Zeitung) Egemen Bağış için, "Erdoğan'ın bekçi
köpeği" (Erdogans Kettenhund) başlığını attı. Michael Mertens imzalı yorum/analizde,
"Kendini ilerici gibi gösteren Türkiye'nin Avrupa Bakanı'nın maskesi
düştü" alt başlığı kullanıldı. Berlin ile Ankara arasında kriz çıkartan
Egemen Bağış, bugün Almanya'nın Mannheim Kenti'ndeki toplantısını iptal etti.
Bağış'ın, "Almanya programının provokasyon tehlikesi nedeniyle iptal
edildiğini", ona danışman olan Ozan Ceyhun duyurdu.
SONU AÇIK KATOLİK NİKAHI
Gazetenin pazar sayısının 8. sayfasında yer alan yarım sayfaya yakın analiz,
"Egemen Bağış, hep Türkiye ile AB ilişkilerini bir Katolik örneği ile
anlatır ve şöyle der; AB Türkiye'yle pazarlıklarının sonu açık kalmasını
istediğini söyler. Ama artık günümüzde Katolik nikahının bile sonu açıktır… Bu
kendince iyi bir benzetme" diye başlıyor ve pek de kimsenin gülmediği bu
benzetmenin bir işe yaramadığını, Türkiye'nin girebileceği AB'nin bugünkü AB
olmadığı belirtiliyor.
SALDIRGAN, MİLLİYETÇİ, GEÇMİŞ ÖZLEMCİSİ
Egemen Bağış'ın belli bir konuşma biçimine alıştığı, ABD'de 15 yıl kalması
nedeniyle son derece iyi bir ingilizcesinin olduğu vurgulanırken, bir yandan,
AB için sivil toplumun önemine değindiği, bir süre sonra ise, modern olmayan,
esprili ve rahat, özellikle saldırgan, milliyetçi ve geçmişi özleyen bir yapıya
büründüğü vurgulandı.
Gazete, bu konuda şöyle devam etti:
"Ankara'nın Avrupa Bakanı şimdiye kadar bildik konuşmalarla cevap verdi,
ağzını her açana ateş püskürdü. Kriz sırasında başka hiç bir hükümet yetkili
onun gibi sözler söylemedi. En öne çıkan Egemen Bağış oldu. Erdoğan bile
gömleğinin yakası açık bir şekilde yaptığı konuşmalarda, onun kadar
olamadı."
'HAVLAYARAK CEVAP VERDİ'
"Muhalefet, eylemcileri barışçı TOMA'lara karşı yürütüp, vahşi mizahla
polislere saldırınca (! ), o yumuşak konuşan Bağış, Erdoğan'ın bekçi köpeği
oluverdi. Polis şiddetine karşı Avrupa Parlamentosu kınamada bulunup şiddetin
bitmesini isteyince Bağış havlayarak cevap verdi. 'Avrupa Parlamentosu
milletvekilleri saçma sözlerini kessin' dedi. Bağış, Max Horkheimer'den
(Frankfurtlu ünlü Alman sosyal filozofu) alıntı yapıyor ve AP'nin akıl tutulmasına
kapıldığını öne sürüyor. AP'nin bazı üyelerini uyararak, Türkiye'yi
eleştirmenin bir bedeli olduğunu ve Türkiye'nin muz cumhuriyeti olmadığını
belirtiyor."
Gazete, Bağış'ın politkilarını nasıl sürdürdüğünü de, onun yaptığı konuşmalara
yer vererek şöyle yazdı:
TÜRKİYE'NİN GÜÇLÜ FÜHRER'İ VAR
"Türkiye'nin reformcu ve güçlü bir hükümeti olduğunu, liderinin de
dünyanın en karizmatik ve güçlü lideri (Not: FÜHRER, Hitler'in lakabı…)
olduğunu söylüyor. Bununla birisinin problemi varsa o zaman buna üzülürüz. Bu
yapılanların fazla geldiği kişiler varsa, onun Erdoğan'ın liderliği ile sorunu
vardır."
Gazete, bu sözleri eleştirerek, "Tabii ki, bu yapılanlar Gezi Parkı'ndaki
eylemcilere fazla geliyor. Çünkü İstanbul'da onlar Türk polisinden bir dayak
festivali yaşadı. Tabii ki, eylemciler Erdoğan'ı Bağış'ın gördüğü 'Erdoğan Türk
halkına Allah'ın bir lütfudur' gibi görmesinden daha farklı görüyor" diye
yazdı.
AB'YE GİRERSE GÜCÜNÜ KAYBEDER
Erdoğan'ın, eylemcilere "çapulcu", "ayak takımı" demesinden
sonra Bağış'ın da, eylemcilerin akıllarıyla dalga geçmeye başladığına vurgu
yaptı. Ayrıca, kötü kuvvetler tarafından yönlendirildiğini savunan Bağış'ın,
Erdoğan'ın "Bunun arkasında faiz lobisi, uluslar arası ağlar ve uluslar
arası oyuncular" olduğu sözüne sarıldığı belirtiliyor.
Gazete, Bağış'ın repertuarında, "Türkiye AB'ye değil, AB Türkiye'ye
muhtaç" sözünün bulunduğunu belirterek, Türk hükümetinin AB'ye girilmesi
halinde kendi hükümranlığından bir şeyler kaybedeceğinden bunu kabul
etmeyeceğini, bu yüzden de "Neyi iyi yaptıklarını kendi kendilerine
anlatıyorlar" diye yazdı. Bağış'a göre Türkiye'deki reformlar, kendilerine
AB üyesi ülkelerine göre psikolojik üstünlük sağlamış durumda.
ERDOĞAN, CİDDİYSE ONU ATMALI
Gazete son olarak, "Erdoğan AB üyeliği konusunda ciddi bir ilerleme
sağlamak istiyorsa, bu üstünlük kompleksine kapılan Bağış'ı işten çıkarır. O
zaman Bağış da kendini tedavi edebilir. Böylece AB de rengini belli
edecektir" yorumunu yaptı.