![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
|||
Site İçi Arama |
ALMAN LİSELİLERDEN EMRE AKÖZ'E YANIT
Cuma günü YGS'deki şifre skandalına karşı Büyük Liseli Buluşması'na "Cemaate Geçit Yok" pankartıyla katılan Alman Liseli öğrencilere dünkü yazısında "Bu veletlerin acaba kaçı bir Gülenciyle tanıştı?" diyen Emre Aköz'e yanıt geldi. Alman Liseli öğrenciler, Sabah gazetesi yazarı Emre Aköz'ün dünkü “Siz hiç 'öteki' oldunuz mu?” başlıklı yazısında kendileri için kullandığı ifadeler ve Alman Liseliler'in liseli boykotuna katılmasını eleştirmesine Aköz'e bir açık mektup yazarak yanıt verdiler. Alman Liseli Öğrenciler'in Aköz'e hitaben yazdıkları mektup şöyle: Biz "Alman Liseli Öğrenciler", bu metni, başbakan ile köşe yazarlarının polemiğinde, meslektaşları için ‘sümüklünün teki’ diyen, karikatüristlere‘asker civelekleri’ diyen, polis tekmeleriyle çocuğunu kaybeden kadın öğrenci için ‘Duygu sömürüsünü kimse yutmasın. Madem bebeğini önemsiyorsun, ne işin var orada?’diyen, paralı eğitime karşı çıkan öğrencilere köşe yazılarında "tembel, asalak, bedavacılar’ diyen, Ankara’da direnen Tekel işçilerine “yan gelip yatanlar” diyen, solcu kadınlar için ‘Kerhaneye düşmek gibi bir şey’ diyen Emre Aköz’ün 16.04.2011 tarihli “Siz hiç 'öteki' oldunuz mu?” yazısına cevaben kaleme almayı uygun ve gerekli gördük. Söz konusu yazısında Emre Aköz, Alman Liseli Öğrenciler olan bizlerin açtığımız "Cemaate Geçit Yok" pankartı üzerinden hareketle, eylemimizin ve söylemimizin içini boşaltmayı, haklılığımızı çarpıtmayı amaçlamıştır. Emre Aköz'e açık mektubumuz: Emre Aköz, alışkın olduğunuz dilin dışında, içerisinde hakaret barındırmayan bu yazıyı anlamanın sizin için zor olacağını düşünsek de üslubumuzda hakaret ve aşağılama barındırmamaya özen göstereceğiz. İlk önce kendimizi tanıtalım: Bizler, sizin tek kelimeyle 'veletler' olarak geçtiğiniz insanlar olmanın ötesinde, okuyup düşünen, sorgulayan ve derdini insanca anlatmaya çalışan, geleceğine sahip çıkan, lise öğrencileriyiz. Yazınızda eylemin liselilere “yaptırıldığını” yazarak sadece Alman Lisesi öğrencilerine değil, hakkını savunmak için sokaklara dökülen bütün liselilere hakaret etmişsiniz. Liselilerin bu eylemleri yönlendirme olmadan, baskı altında kalmadan hatta “merkezi kimlikleri” savunup “ötekileştirmeyi” meziyet sayan bazı gerici okul yönetimlerinin baskılarına karşı, kendi özgür iradeleriyle gerçekleştirdikleri açıktır. Öğrencileri yönlendiren birilerini mi arıyorsunuz? Bizi yönlendirenler, aklımız, cesaretimiz, umudumuz ve aydınlık yarınlara duyduğumuz özlemdir. Bir örgüt mü arıyorsunuz? Evet tüm liseliler, öğretmenler ve veliler bu eylemler için örgütlenmiştir. Fakat sizin kaleme aldığınız bu yazıyı kendi isteğinizle mi yoksa hükümet-cemaat işbirliğinin kalemşörlerinin emriyle "sehven" mi yazdığınız büyük şüphe konusudur. Gelelim söz konusu yazınızda bize sorduğunuz soruya: Bu veletlerin acaba kaçı bir Gülenciyle tanıştı? Cevabımız: Evet Tanıyoruz! KPSS'de soruları çalanları, YGS’yi şifreyelenleri, liselerde kadın ve erkek öğrenciler arasına santimler koymaya çalışanları, sınavlarda yine ‘sehven’ haremlik-selamlık’ uygulamasını yapanları, okullarımızı bilimin ışığından uzaklaştırmak isteyenleri en iyi biz liseliler tanırız. Peki Emre Aköz, siz hiç dershane parasını ödeyemediği ya da YGS’de emeği ve hakkı hiçe sayıldığı için intihar eden akranlarımızla tanışma şansına eriştiniz mi? Emre Aköz, bizim “Cemaat'e geçit yok” pankartımıza bozulmuşsunuz, sevindik. Evet Türkiye'deki dini sömürü kaynağı, geleceğimizi çalan, sınavları şifreleyen Gülen cemaatine liselerde geçit vermeyeceğiz. KPSS sorularını abi-abla evlerinden aldıklarını söyleyen bir sürü tanık var, peki siz hiç onlarla konuştunuz mu? Yazınız, sadece biz değil tüm liselilerin eylemlerini manupülasyon altında yaptığımızı aşağılayıcı bir şekilde iddia edip, bütün öğrencilerin psikolojisinin böyle bir skandalla nasıl sarsıldığını, açıklamaların yetersiz ve bulanık, devlet içinde örgütlenen suçluların hala serbest olduğunu anlatmak yerine, eylemlerimizi farklı uçlara çekerek, söylemimizi çarpıtmayı amaçlamaktadır. Aynı yazınızda "Almanlar, Türkiye'de okul açınca iyi; Türkler yurt dışında aynısını yapınca kötü!" söylemine yer vermişsiniz. Buradan anladığımız kadarıyla, siz, Alman hükümeti tarafından desteklenen eğitim kurumunu, bir devletten bağımsız kurduğu eğitim kurumlarıyla eşdeğer tutmaktasınız. Bu tutumunuz, bizlere, sizin de devlet içi cemaat örgütlenmesinin ve cemaatin devletleşmesinin farkında olduğunuzu düşündürüyor. Şunu anlamamız gerek ki biz Türkiye'ye yararlı olma iddiası olan gençler olarak çağdaş, bilimsel ve kaliteli eğitim arayışındayız. Bir de yazınızda ‘Seçime iki ay kala ahmak ıslatan yağmurları başladı’ demişsiniz,(iyi etmişsiniz. Burada ahmak kimdir size sormak gerekir ancak hakkınızı yemeyelim, bizi iyi anlamışsınız.) Eğer bu skandalın sorumluları bulunmazsa, üstü önceki skandallar gibi kapatılmaya çalışılırsa, eylemlerimiz devam edecek ve liselileri provokatör, marjinal gruplar gibi göstermeye çalışanlar, bize bir şey olmaz diyerek yollarına devam ederlerse, kimin ahmak olduğuna tarih karar verecektir. Bir de şöyle anlatalım. Alman Liseli öğrenciler olarak, diğer liselerden kardeşlerimizle, bizi destekleyen sanatçılarla, velilerimizle, akademisyen ve öğretmenlerimizle birlikte, geleceğimizi çalmaya çalışan karanlığa karşı İstiklal Caddesi’nde yaktığımız ateşten birileri rahatsız olmuştur. Bu ateş, provakatörlerin değil, hak ve hukuk, eşit ve nitelikli eğitim arayanların ateşidir. Ve biz inanıyoruz ki hür irademizle yaktığımız bu ateş bir yangın gibi büyüyerek bütün gençliğe yayılacak, ülkemizi aydınlatacaktır. Bu saygısız tavrınızla, gerçekleri çarpıtarak ve eylemlerimizin içini boşaltmaya çalışarak, öğretmenlerimize, anne-babalarımıza, bizlere ve bu eylemleri destekleyenlere dil uzatmanız, gelecekte de tarafımızdan hiçbir zaman cevapsız bırakılmayacaktır. Alman Liseli Öğrenciler http://www.internetajans.com/default.asp?NID=104969SİZ HİÇ 'ÖTEKİ' OLDUNUZ MU? - Emre AKÖZ Komünist Blok, 1990'larda çöktü. Bunun sonuçlarından biri de Soğuk Savaş sistemi içinde bastırılan kimliklerin ortaya çıkışı oldu. omünist Blok, 1990'larda çöktü. Bunun sonuçlarından biri de Soğuk Savaş sistemi içinde bastırılan kimliklerin ortaya çıkışı oldu.İnsanlar, artık sadece sınıfsal ya da bireysel özellikleriyle değil, etnik ve dini kimlikleriyle de toplumsal hayatta var olmak istemeye başladı. Ancak bu gelişme sonucunda ortalık hiç de güllük gülistanlık olmadı. Evet, doğru, geçmişe kıyasla, kimliklerden daha rahat söz edilebiliyordu artık... Ama aynı zamanda, bazı kimliklerin "ikinci sınıflaştırılmış" olduğu, aşağılandığı, küçümsendiği de apaçık ortaya çıktı bu süreçte. "Öteki" ve "ötekileştirme" kavramlarını işte böyle bir ortamda tartışıyoruz. Peki kimdir "öteki"? Bir insan "öteki" olduğunu nasıl anlar? Toplum ne tür mesajlar verir bu konuda? Erkam Tufan Aytav, "Türkiye'de Öteki Olmak" adlı kitabında işte bu ve benzeri soruların peşine düşmüş. (Mavi Ufuklar Yayınevi) Yahudi olmayı Mario Levi'ye, Rum olmayı Yorgo Stefanopulos'a, Başörtülü olmayı Hilal Kaplan'a, Ermeni olmayı Arus Yumul'a, Süryani olmayı Zeki Basatemir'e, Kürt olmayı Altan Tan'a, Alevi olmayı Reha Çamuroğlu'na, Çingene olmayı Aydın Elbasan'a sormuş. Çok ilginç gözlemler var söyleşilerde. Örneğin sosyoloji profesörü Arus Yumul, kurucu unsur olma sevdasından söz ediyor: "Kurtuluş Savaşı'na katıldığımıza göre biz de kurucu unsuruz" diyen Kürtler ve Aleviler... Yumul soruyor: "Niye eşitliği değil de, illa kurucu unsurluğu talep ediyoruz?" (Cevap bence belli: Çünkü eşit değil, mümkün olduğunca üstün olmak istiyor herkes. Sistem hiyerarşikse, bu talep olağan oluyor.) Reha Çamuroğlu ise Aleviliği anlatırken, Türk ve Sünni gibi "merkezi kimliklere" sahip kişilerin de sorun yaşadığını söylüyor. "Onların da konjonktüre göre kendilerini ayarlamaları gerek" diyor Çamuroğlu. Örneğin yanlış zamanda ve yanlış dozda Türkçülük yaparsan, 1944'te olduğu gibi işkencede tırnağını sökerler! Bence Aytav ikinci baskısında bu önemli kitabı geliştirmeli. Nasıl mı? "Gülenci olmak" üzerine kendi kendisiyle söyleşi yaparak! Vaziyete baksanıza: Dün lise öğrencilerine İstiklal Caddesi'nde yaptırılan gösteride, "Alman Liseliler" imzalı pankartta, "Cemaate geçit yok" yazıyormuş. Bu veletlerin acaba kaçı bir Gülenciyle tanıştı? Almanlar, Türkiye'de okul açınca iyi; Türkler yurt dışında aynısını yapınca kötü! Nisandayız, seçime iki ay kala ahmak ıslatan yağmurları başladı. Not: Kimliklerine ilişkin talebi olanlara Çerkesler de katıldı. Yarın (pazar) saat 13.00'te Kadıköy Meydanı'nda miting yapacaklar. İki temel talepleri var: Anadilinde eğitim imkânı ve TV-radyo yayını... http://sabah.com.tr/Yazarlar/akoz/2011/04/16/siz-hic-oteki-oldunuz-mu |
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |